Her tarafta cesetler vardı. Bir evin eşiğinin önünde acayip bir manzara gördük: Müslümanları bir eve doldurup yakmışlardı. O kadar insan yanmış olacaktı ki, eşiğin altında, sızan yağlar kapının önündeki arkın içinde donmuştu. Yani sanki yağ seli kalkmış da sonra donmuştu. Yağ daha taze idi. Bütün köy yıkık vaziyette idi. Ben bunları gözümle gördüm ve hiçbir zaman unutamam.
(s.166-167)