Bir Tutunamayan Olarak Aziz Bey HadisesiDİKKAT SPOİLER VARDIR !
Okuduğum ilk Ayfer Tunç kitabı, bir roman mı bu, bence bir uzun öykü – novella.
Henüz birkaç sayfa okuduğumda aklıma ilk gelen kitap Kürk Mantolu Madonna oldu, Sabahattin Ali, Yusuf Atılgan gibi 20. YY'daki ülkemizin en kıymetli yazarları misali Ayfer Tunç da benzersiz ve kendine has bir üslupla yazmış, diğer kitaplarının da böyle olduğunu düşünüyorum.
Aziz Bey, kahramanımız. Kendisinden sürekli olarak Aziz Bey olarak bahsediliyor, 18 yaşında da olsa 58 yaşında da olsa o bir beyefendi, Aziz Bey.. Üstelik kıymeti kendinden menkul bir beyefendi, yapıp ettikleriyle, hayatıyla falan değil, o doğuştan Aziz Bey. Öyle olduğuna inanmış, inandırılmış, kaçınılmaz olarak.. Tıpkı Tutunamayanlar kitabının Selim Işık karakteri gibi. Her ne kadar farklı hikayeleri olsa da , bir tutunamayan, en nihayetinde bir tutunamayandır.
Dünyaya gelmiş olmak bir “hadise” dir, diğer sebepler ise bu hadisenin çeşitli sonuçlarından ibarettir, her insan için DNA misali benzersiz.. Fakat insan olmak ortak paydası kadar da aynı herkesle..
Aziz Bey tek kelimeyle gamsızdır, ta ki aşkla tanışana kadar.. Maryam isimli gayrımüslim bir kıza aşık olur , kavuşamazlar. Fakat din farkı zerre kadar işlenmez hikayede, kavuşamayışın sebebi bu değildir, tıpkı Raif ile Madonna gibi, sebep başkadır. Nedir bu sebep, belki de koca bir hiçtir..
Hovardanın biridir Aziz Bey gençliğinde, Maryam ile tanışır ve bu kız onun dünyası haline dönüşür.
“Aşk, aşık olduğun kadını bir defadan sonra görmez olmaktır, gözünü gönüllü olarak kör eden aşığın gönlü sevdiğinin özlemiyle aydınlanır” böyle yazmıştı çok sevdiğim yazar Tarık Tufan bir hikayesinde.
Maryam gider, başka bir şehre de değil üstelik başka bir ülkeye, Beyrut şehrine, ailesiyle birlikte göçerler. Aziz Bey de bir süre sonra peşinden gider fakat karşılaştıklarında umduğu yakınlığı göremez, mektuplaşmışlardır üstelik bu sürede ve kötü bir izlenim yoktur kendisi açısından. Maryam ise kendi dünyasındadır,her insan gibi.. Onun dünyasında bu ilgiye büsbütün teslim olmaya yer yoktur. Aziz Bey Türkiye’ye döner. Başka bir kadınla evlenir, gitmeden önce ailesiyle de kopmuştur, döndüğünde annesi ölmüştür, babası kendisini kabul etmez ve çok geçmez babası da ölür, evlendiği kadınla da hiçbir zaman tam anlamıyla yakın olamaz, aklı da kalbi de Maryam'da kalmıştır, tabi kimileri de onun için akılsız ve kalpsiz bir adam diyebilir kitabı okuduktan sonra, saygı duyarım. Kadın ise sevmektedir kocasını ve yıllarca ömrünü adayarak feda eder kendini, nihayet o da ölür.
Seneler gelir geçer..
Tanburidir Aziz Bey, büyük bir sanatkardır. Maryam’ın peşinden gittiği ülkede de birkaç ay kalıp geri dönmeye karar verene kadar mecburen aç kalmamak için Türkiye göçmeni bir gayrımüslim adamın meyhanesinde tanbur çalmıştır,bu yabancı şehirde tek dostu bu adam olmuştur, detaylara şimdi bile hayret etmekteyim nasıl bir olay örgüsü var..
Yaşlanıp da bir başına kaldığında artık tek dostu tanburudur.
Sadece 80 sayfa olan bir hikayenin aslında yarısından bile söz edemediğimi fark ettim. Ayfer Tunç nasıl bir kafa nasıl güçlü bir anlatıcıdır ki, 800 sayfaya bile sığması zor bir hayatı öyküleştirmiştir, hayran oldum yazara.
“Lütfen okuyun bu kitabı” ve “anlatamıyorum” diyeceğim kitaplardan oldu. Herkese iyi okumalar..