Mucizevi bir kadın; Aslı Erdoğan !"Gerçek hayat kurmaca öykülere benzemez, biraz buruk, biraz hüzünlü değildir; delilik gibi, düşler gibi saçmalıkla, tuzaklarla, karmaşayla doludur."
Mucizevi Mandarin Aslı Erdoğan'ın ilk öykü kitabı.
Kitap, toplam 6 bölümden oluşuyor, bölümlerden bazıları anlatı-öykü karışımı olduğu için genel olarak iki ana öykü var diyebiliriz; "Yitik Gözün Boşluğunda" ve "Geçmiş Ülkesinden Bir Konuk."
Yitik Gözün boşluğunda, içerisinde aşk, yalnızlık, yabancılaşma,tükenme ve özlem duygularını barındıran, acıların ve karamsarlığın hakim olduğu, İsviçre'nin Cenevre kentinde yaşayan, yalnız bir kadının,kendini ve aşkı bulma öyküsü..
Bir gözünü kaybeden,yabancılaşmanın verdiği ağır yalnızlık hissini yaşayan, geçmiş ile gelecek arasında donup kalan bir kadın.
"Benim cehennemim ne topraklarımda, ne de buradaymış. Onu kendi içimde taşıyormuşum, tıpkı cennet düşlerim gibi."(s.24)
Geçmiş Ülkesinden Bir Konuk ise, sevdiği kadını kaybeden bir adamın hikayesi.Ölüm kavramının bolca hakim olduğu bir öykü. Ölümün getirdiği hiçlik duygusunun verdiği çaresizliğin öyküsü...
Kaybedilişin ve arayışın öyküsü...
"Dünyayı adım adım kat ettim, gözüme ilişen her deliğe, çukura, kovuğa ellerimi uzatıp karış karış aradım. Avuçlarımda bulduğum hep boşluktu, kader çizgilerimin arasındaki boşluk"(s.135)
Öykülerin dili sade,şiirsel bir anlatımın olduğunu söyleyebilirim,ustaca kullandığı imgeler ve benzetmeler öykülere olabildiğince zenginlik katıyor,bu yönüyle edebi değer olarak da oldukça doyurucu öyküler..
Aslı Erdoğan'ı anlamak kolay değil, sanırım onu anlamam için 40 fırın daha ekmek yemem gerekecek, bu konuda hala çok eksiğim,ama okuduğum her kitabından sonra yaşadığı şeyleri daha çok hissedebiliyorum, kendimden parçalar bulmaya, hislerimin, duygularımın kağıda döküldüğünü görmeye başlıyorum,duygularımı bu kadar güzel anlatabilen, bir yazarı okumanın mutluluğunu yaşıyorum.
İyi ki fiziği bırakıp, yazmayı seçmişsin, iyi ki!
Keyifli okumalar, "Mucize" dolu günler diliyorum...