EK-3 Gelen bir özel mesaja istinaden yazılmıştır.
* İyi akşamlar. Platon'un Devlet kitabını şuan oluyorum. 6. Kitap bölümünü şuan okuyorum. Sizin kitap incelemenizi en az Platon'un kitabini okuduğum kadar zevkle okudum. Bunun için size teşekkür ederim. Kitap hakkında sorum olacaktı. Kitabı anladığım kadarı ile soruyu sormaya çalışacağım.
* Kitabın bazı bölümlerinde:
* - kadınların da erkekler ile aynı şartlarda, aynı eğitim ile eğitilmesi.
* - Kadınların da savaşa götürülmesi .
* - Hatta usta - çıkar ilişkisine benzetilerek çocukların savaş meydanında savaşçılardan savaşı öğrenmesi gerektiğinin.
* - ilişkilerde doğacak çocukların babalarinin kim olduğunun bilinmemesi.
* - doğan çocukların bakıcılar tarafından yetiştirilmesi. . . .
* Bu konularda ideal bir devlet görüşünde nasıl bir yer edinilmesi gerektiği konusunda bir yere oturtamadım. Hatta kitabın bu bölümünü okuduktan sonra bunu düşünmek ve idrak etmek için kitabı okumaya bir gün ara verdim. Bu konu da sizin görüşlerinizi öğrenmek istiyorum. Şimdiden görüşleriniz için teşekkürler
İyi geceler.
Kollipolis namı diğer Devlet...
İsminden de anlaşılacağı gibi devlet bütün varlıklarıyla bir bütünü kapsayandır. Eserin cinsiyet üzerine ele alınmadığı ortadadır ve yönetim üzerine yazılmış, en eski ve en kapsamlı eserdir.
Sormuşsun; kadınların da erkekler ile aynı şartlarda, aynı eğitim ile eğitilmesi.
Bundan 2500 evveline indiğimizde kadını konu alan tragedyalar dışında hiçbir şey göremeyiz. Bunlar Medea, Antigone gibi eserlerdir ki kadını ve toplumdaki yerini çok iyi bir şekilde ifade etmişlerdir.
Platon Devlet ve diğer eserlerinde kadın, çocuk ve köle gibi kavramları hep bir tutar. Bu da bir nevi aşağılamadır. Ancak Devlet ve Yasalar eserlerinde kadınlara erkeklerle eş değer görevler vermektedir. Şuna dikkat etmelisiniz: başlıca düzenleme, yurttaşlara verilecek görevleri onların doğal yeteneklerine uygun olarak dağıtmasıdır. Burada önemli olan ise cinsiyet değil yetenek veya zanaattır. Eğer ki bireyin bir istidadı varsa bir şeye bu kadın da olabilir erkekte. Zaten kitapta göreceksiniz; “erkek erdeme ulaşabiliyorsa, kadın da bu erdeme ulaşabilir,” diyecektir.
Sormuşsun; Kadınların da savaşa götürülmesi .
Eşitlik kavramında erkek ile aynı olan kadın, çocuk doğurmak ve ev işlerinden arta kalan zamanlarda “koruyucu sınıf’ta” görev alabilir. Hatta yine istidadı varsa yönetimde dahi eşit görev alabilirler. Burada ki önemli husus ise; güçlü erkek ve zayıf erkek koruyuculardan ziyade güçlü erkek ve güçlü kadın koruyucuları kastetmektedir. Zira çocuk bakımına da yine yeteneği olan erkekleri de koyacaktır. Asıl amaç yetenek yani erdem.
Sormuşsun; Hatta usta - çırak ilişkisine benzetilerek çocukların savaş meydanında savaşçılardan savaşı öğrenmesi gerektiğinin.
Çocuk yetiştirilirken yine işin ehillerinde büyümeye başlar; ki bunlar çocukların biyolojik ailesi değildir. Ayrıca yine küçük yaşta at binmenin sağlığa yararlı olduğundan bunu her çocuğa tavsiye eder. Yaş ilerledikçe avlanma ve savaş sanatı konusunda da ustalaşmasını ister. Çünkü yiğitlik erdemlerin en yücesi, en soylusu ve en hayranlık uyandıranıdır, der.
Sormuşsun; ilişkilerde doğacak çocukların babalarinin kim olduğunun bilinmemesi.
Platon çoğu yerde çelişkiler gösterir. Şiir sevmez ama şairdir kendisi. Ahlakı bozacak ilişkilerden kaçınır ancak Kallipolis’te ensest ilişkiye varacak sonuçların oluşmasına zemin hazırlar. Spartalılardan duydugumuz ve yapmaya çalıştıkları üstün ırkı Kallipolis’te de görmekteyiz. Zaten hocası Sokrates de bilginin her şey olduğunu iddia eder ve bilgisize yaşam hakkı dahi tanımaz. Devlet’te eşler kura ile birbirlerini tamamlayacak şekilde belirlenir. Aileler çocuklarını bilmez çocuklar ise anne babalarını; bunu ilk öncelikle zaafiyet oluşturmaması için oluşabileceğini öne sürmek istiyorum. İyi ailelerden iyi çocuklar elde edilir, ancak kötü çocuklar da çıkarsa Devlet’ten çıkarılır, gözetim altında tutulur. Bir iyiyleşme görülürse yeniden Devlet’e alınır. İyi çocuklar aynı şekilde umut vaat etmediklerinde sürgün edilir.
Sormuşsun; doğan çocukların bakıcılar tarafından yetiştirilmesi.
Platon’un öğüdü şu şekildedir. Çocuk doğar, bakıcılara teslim edilir. 6-7 yaşına kadar bu şekilde onlar arasında büyür. Akabinde at binme ve avcılık başlar. Savaşlara sürülür. Platon’a göre gençler karakterli, erdemli ve güzel olmak zorundadır. Bakıcılar bu güzellik kısmıyla ilgilenir.
Benim diyeceklerim bunlardır. Dönemin devlet adamlarının filozoflar hakkındaki tutumlarını da bilmek gerekliliğini de düşündürmek istiyorum. Ancak yine de bunların hepsini ortaya dökecek olursak; Platon kadına eşitlik tanıyan ilk kişidir demek çok doğru olur. Aristoteles gibi -mizojini- kadını kesin bir dille yok saymaz ya da Sokrates gibi kadını çocuk doğurmak, ev işlerini yapmak ve kocasını memnun etmek gibi şeyleri savunup kadını mülk haline de getirmez. Ancak bir çelişki hep vardır bu sebeple feminist diyemeyiz, kendi dönemindeki ve öncesindeki hatta sonrasındaki herkesten daha ileri görüşlülükteydi. Platon’a göre devlet işlerinde her iki cinste eşitti ancak gerçekte kurulan bütün devletlerin cinsiyeti erkektir. Modern düşünürlerimiz dahi kadını yok sayarken Platon bu hususta Protofeminism öncüsü olmuştur.
Umarım yazıklarımın bir yararı dokunur ve bir günlük verdiğin araya daha bir iştahla kaldığın yerden devam ettirir. Keyifli okumalar diler ve teşekkür ederim.