Düşerken insanın hayatı düşerken olur değil mi. Ana rahmine düştü deriz. İnsanın hayatı bir düşüştür ana rahminden toprağa bir düşüş ve hatta sonrasına da
Hayatin acısını yaşayan iki beden biri gün gün tükenirken ötekisi tukenmisliginden bi haber. Hayal gücün ne kadar buyur hiç görmediğin birinin resmini çizip onu hiç görmemiş birine inandırabilir misin? Belki de mesele burda
Son sayfadaki diyalog o kadar güzel ki
-Neyi görüyorsun (Resmi çizen kadın)
-Annemi ( onu daha önce görmemiş oglu )
Tarik abinin 8.kitabi DÜŞERKEN ve bu sefer anlattığı hikaye daha da okuru içine çeken cinsten bunun bi sebebi olarakta ilerleyen sayfalarda bizim düşüşlerimizi de kesişim kümesine dahil ediyor olması görülebilir bir eser kurmacalarla oluşur fakat onu yaşatan gerçek dünyayla kurduğu bağdır.
Kitapta o denli güzel tasvirler betimlemeler karakter analizleri var ki tarifi cidden zor Zweig vari durumlar bir nevi her karakter okura aksettirilip anlatılmış hiçbiri için kim bu adam demiyoruz.
Bir başka güzel nokta ise kitaba iki karakterin eş başkanlık gibi sahip çıkıp eseri akıtması arada 3.gözle de okuduğumuz eser bize ayrı odaların kapılarını bu sayede açıyor gibi.
Kitap bitince ise aklıma bir soru geldi ben kimin hikayesinin kahramanı olsaydım İshak'in mı Julide'nin mi
Galiba ben bir Ishak'ım ve bu yüzden Jülide'nin hayatını yasamak isterdim orda olmayı isterdim Vesselam
#masamdakiler #yaziyorum #kimneokudu #duserken #tariktufan