Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

318 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Edebiyatın birikimli bir yapıda olduğunu her planlı okumada daha çok görüyorum. Calvino’nun deyimiyle ‘başlayan ama bitmeyen öyküler dünyasında yaşıyor’sak bu söylemimin aksi bir açıklaması olamaz sanırım. Kaderci Jacques ve Efendisi de bu birikimden nasibini haylice almıştır. Kitap Don Kİşot ve Tristram Shandy eserlerinin birbirine kaynaşmış yeni bir versiyonu gibidir. Don Kişot gibi bir şövalye romanıdır. Ama farkı Efendi’nin seyis olması Jacques’in ise şövalye olmasıdır. Daha basit bir söyleyişle Don kişot rolünde uşak Jacques, Sancho rolünde ise Efendi vardır. Don Kişot’u okuduğunuzu varsayarak karakter özeliklerinin birebir tuttuğunu görürsünüz. Sadece efendi-uşak statüsü uşak-efendi diye yer değiştirir. Jacques de Don Kişot gibi aşkının peşinden gider. Ama araya sürekli başka hikâyeler girer ve asıl hikâyeden bir süre kopulur. Bu bakımdan Sterne’in Tristram Shandy’sine de benzemektedir. Yazar Tristram Shandy’deki gibi okurla sürekli çatışır ve konudan uzaklaşır. Yukarısı giriş için biraz karmaşık duruyor gibi olabilir. Bu benim elimde değil maalesef, başlayan ama bitmeyen öyküler dünyasında yaşıyorsak sizin de bir yerden başlamanız lazım sevgili okur. Yazar “Gerçek roman romanla alay eder” demiş. Diderot’ta bunu kanıtlamak istercesine kitabın çoğu yerinde bunu yapar. “Açıkça görülüyor ki ben bir roman yazmıyorum çünkü bir romancının gözetmesi gereken pek çok şeyi ihmal ediyorum. Yazdıklarımın doğru olduğunu düşünen kişi belki de onların uydurma olduğunu düşünen kişiden daha az yanılmaktadır”. Yazarın dediği gibi bu bir roman değil midir? Kitaptaki karakterlerin kim olduklarını, nereden geldikleri nereye gittikleri bilmeyiz. Öykünün başı ve sonu yoktur. Böyle olunca roman demek ne kadar doğru olur? Ya da Diderot bize karakterleri tanımadan, olayın başı ve sonunu bilmeden de roman olabileceğini mi göstermek istemiştir? Bu soruların cevaplarını öğrenmeniz için siz sevgili okurlara bırakıyorum. Roman ne anlatıyor sorusunu çok sevemiyorum nedense. Anlatılanlardan çok nasıl anlatılıyoru daha çok önemsiyorum. Adında da geçtiği gibi kitap ‘kaderci’ bir karakterle efendisinin diyalogları üzerine kuruludur. Jacques yaşamda ne olursa olsun ‘alnımıza yazılmış’ olduğunu, bu yazılanların dışına çıkamayacağımızı savunur kitap boyunca. Konusal boyutu budur. Kitabın ana eksenini oluşturan yazar-okur çatışmasına bakalım ve bitirelim. Anlatıcı okurun meraklı oluşundan şikâyetçidir ve bu durum onu okurla sık sık karşı karşıya getirir. “-Nereye? Nereye? Okur, bu merakınız son derece can sıkıcı”. Jale Parla bu konuda tespitin en iyisini yapar: Kaderci Jacques’teki bu diyalogda okur ve yazar yalnızca karşı karşıya gelen sesler değil, kişileştirmelerdir. Yazar yer yer otoriter, yer yer sevecendir. Okur hep meraklıdır. Okurun meraklı sorularıyla çok sık anlatıyı kesmesi anlatıcıyı çileden çıkarır. Buna rağmen okurla yazar sık sık yer değiştirirler. Azarlanan her zaman okur değildir; kimi zaman da o yazarı azarlar. İktidar mücadelesi, tıpkı Jacques ile arasındaki gibi, iktidarın sık sık taraf değiştirmesiyle eşitlikte son bulan bir çekişmedir.” Çatışma bundan ibarettir. Anlatıcı size Tristram Shandy’deki gibi küfür edesiniz diye boşluklar bırakmaz ama öyle olduğunu da hissettirir. Ve yine öyle olduğunu anlamak için de önce Don Kişot sonra Tristram Shandy’i bilmenizi ister.
Kaderci Jacques ve Efendisi
Kaderci Jacques ve EfendisiDenis Diderot · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019296 okunma
··
332 görüntüleme
Samet Ö. okurunun profil resmi
Fatalizm(Yazgıcılık) ve bunun işleniş şekilleri uzun zamandır sürekli ilgimi cezbeden bir konu. Belki de edebiyatın psikolojik tarihinin en büyük üç eserinin konusunun 'baba katilliği' ve nihayetinde bunun 'sorumluluğunun altından bir kaçış biçimi olarak kadercilik' olması tesadüf değildir? Eudipus'un trajedisinde 'ben yapmadım, kaderden kaçılamaz' ön plana çıkarken Karamazov'da üstü hafif örtülü pişmanlık bizi sarıp sarmalar. Senin özlü incelemen bunun gibi büyük düşüncelere kapılar açtı zihnimde, kalemine sağlık Murat hocam. :) (Fatalist Triadın üçüncü kitabı pek tabii Shakespeare'dendi, tahmin etmişsindir.)
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Neler uyandırmışım hocam zihninde. Ne mutlu bana. Edebiyatın birikimli ilerlediğini kanıtlayan ne güzel örnekler. Shakespeare de Hamlet sanırım. :)
2 sonraki yanıtı göster
Nesrin A. okurunun profil resmi
Yazarın okurla karşı karşıya gelmesi dozundaysa, kitabın mizahi yönü de kuvvetlidir herhalde değil mi? Uzun zamandır okumak için bekletiyordum ama Tristram Shandy' yi bilmediğim ve hele sizin geçen senelerdeki bulmacalı incelemenizle iyice gözümde büyüttüğüm için bunu da pas geçeyim o zaman :) Ne zamandır yazmıyordunuz, elinize sağlık.
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Evet bahsetmedim ama kuvvetli tıpkı Don Kişot ve Tristram Shandy'de olduğu gibi. Okumak için doğru zamanı mutlaka vardır ikisinin de. Teşekkür ederim.
Roquentin okurunun profil resmi
Seni kampa almalıydık :)
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Farklı bir kamp olursa ona geliriz artık :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.