Gönderi

Ne kadar uğraşırsa uğraşsın giyimiyle,davranışıyla,kapıda bekleyen şoförü ve BMW'siyle o mahallede bir süper star gibi görünüyor ama nedense annesiyle babasının bunu pek önemsemediği duygusuna kapılıyordu. Sanki hâlâ evin eski kızıydı o. "Necla Hanım" değildi. Durup durup rahat olup olmadığını, kocasının ona iyi muamele edip etmediği sormaları sinir bozucu bir şeydi. Hatta yemekten sonra annesi mutfağa gittiğinde babası ona bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormuştu. Kendisini kocasının parasına muhtaç hissetmesinmiş, ne de olsa arkasında ailesi varmış, dara düşerse babasının biriktirdiği parayı kullanabilirmiş. Necla bu sözlerden önce dehşete düştü, sonra da içine bir acıma duygusu yayıldı. " Kaç para biriktirdin baba?" diye sordu. Adam gururla," bankada tam iki buçuk milyar lirası" olduğunu söyledi. Necla," Acaba babam bunun İstanbul' un iyi lokantalarında bir akşam yemeği parası olduğunu biliyor mu?" diye düşündü. Önce bu uçurumdan dehşete düştü ama sonra nedense birdenbire babasının çelimsiz omuzlarına sarılıp ağlamaya başladı. "Sağ ol baba, sağ ol, teşekkür ederim!"
··
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.