Gönderi

Sinemanın düşsel olduğunu söylerken önemli bir şey söylemedim. Bunu kayıtsızca, öylesine söyledim. Demek istediğim, bir imgenin bir sözcükten daha fazla "düşsel" olduğu idi. Düşlerimiz sinematografiktir, edebi değil. Bir ses imgesi bile, diyelim bulutlu bir gökyüzünde gökgürültüsü, bir yazarın verebileceği en şiirsel ifadeden daha gizemlidir. Bir yazar, düşselliği verebilmek için oldukça rafine bir dil işlemine girişmelidir. Oysa sinema, fiziksel seslere daha yakındır, süslemeye pek gerek yoktur. Bütün gereken gökgürültüsü ve bulutlu bir gökyüzü çekmektir. Artık gerçekliğin müphemliğine ve gizemine yakınsınızdır.
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.