Gönderi

Erdal Öz'e 11 Kasım 1958 tarihli mektup:
Merhaba! Sana niye şimdiye kadar mektup yazmadım? Bilmiyorum. Yoksa o gereksiz töreye uyup da senin mektubunu mu bekledim? Kim bilir... Son günlerde yazılarını da göremeyince içime bir kuşkudur düştü: Hasta mısın, yalnızlığını mı deniyorsun, yazarlığın tadını mı çıkarıyorsun?.. Bir de âşıktın filan... Hani, kim bilir, sevdiğini sandığın bir karanlığa mı gömüldün? Bunların hepsi de olabilir ya, aklıma şu da geliyor: İnsan acılar içinde kavrula kavrula acıyı benimsiyor, salt acılardan yapılmış bir ülkenin tadını çıkarmaya başlıyor, hatta acılarından ötürü göneniyor bir bakıma... “Gittikçe sıkılmaktır ülkesi sıkıntının” Bana öyle geliyor ki, biz buyuz işte... Sıkılan adamlarız. Her şeye, ama her şeye bu açıdan bakmayı benimsedik. Olsun, sakınmak gerekli değil. Yaşayalım, deneyelim, yorumlayalım da ne olursa olsun. ...
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.