Gönderi

444 syf.
7/10 puan verdi
Rus Devrimi ve Sovyetler Birliği'nin kuruluşu bizde genelde sosyalistlerin ilgi alanına girer ve bo konudaki romanlar ya da kitaplar çok ilgi çeker. Halbuki bu devrimin bir de öteki yüzü vardı, yani Beyaz Ruslar. Belki de Bolşevikler kadar ilgi çekici olmadıkları ve en azından sosyalist çevrelerde zorba bir mutlakiyetçi hükümetin kalıntıları olarak görüldükleri için pek onlarla ilgili yapıta rastlanmaz (Belki Boris Pasternak'ın Doktor Jivago'su hariç) Benim tabii Beyaz Ruslarla pek bir ilgim olamadı, ama İstanbul'da Beyaz Ruslar'ın bıraktığı bazı izler yıllar sonra da olsa benim yaşamıma küçük tadlar kattı. Üniversite yıllarında sevgili Jak Deleon (hasretle anıyorum onu) ve bir kaç arkadaşla Taksim'e çıkan Ayaspaşa yokuşundaki Ayaspaşa Rus Lokantası sık sık gittiğimiz mekanlardan biri olmuştu. Saru rus votkasını, tabuk Kievski'yi, borç çorbasını ve daha bir çok Rus ya da Macar yemeğini ilk kez orada yemiştim. Sahiplerinin Beyaz Rus çiftler olduğunu öğrenmiştim. İlk gittiğim yıllarda "Madam" diye çağrılan sahibi orada olurdu, sonraları görmemiştim uzun süre. Tabii İstanbul'daki Rus lokantalarının piri Rejans da kısa süre sonra ilgi alanımıza girmişti, ama Rejans pahalı olduğu için her zaman öğrenci bütçemize uymuyordu, oraya daha seyrek gidiyorduk. Her iki restoranın bugün de açık olması ve hala Rus mutfağının seçkin yemeklerine yer vermeleri gerçekten hoş. Yakın gelecekte her ikisini de ziyaret etmek için notlarımı aldım. Nermin Bezmen'in biyografik romanı Kurt Seyt ve Shura, aslında kendi dedesi Kurt Seyt'in Çarlık Rusyası'nda başlayıp Cumhuriyet İstanbul'unda biten öyküsünün yanısıra Rus Devrimi'ni, devrimden kaçan Beyaz Ruslar'ı, bu arada onlarla birlikte sınıflandırılarak cezalandırılan Kırım Türkleri'ni anlatıyor. Bütün bunlar Kırım Türk'ü Kurt Seyt ile Rus kızı Shura'nın aşk öyküsü çevresinde anlatılıyor. Seyt Eminof (Kurt Seyt) Rus Çarı'nın emrinde bir subay iken devrimle birlikte kaçıp Türkiye'ye geliyor ve orada çeşitli işler yaparak ayakta kalmaya çalışıyor. Bu arada ölümsüz bir aşkla sevdiği Shura ile bir türlü bir araya gelememeleri, yeni ortamına uyum gösterememesi, anayurdunda kalan ailesinden ve akrabalarından haber alamaması onun dramını oluşturuyor. Kitap son derece duru bir tarzla yazılmış, belki bu açıdan çok heyecan verici değil, ama cumhuriyetin ilk yıllarındaki kent yaşantısı konusunda verdiği küçük ayrıntılar, karakterlerin dikkatli incelenmiş olması, biyografik olmakla birlikte çok da kuru bşr anlatım olmaması kitabı ilginç kılmış. Nermin Bezmen dedesinin öyküsünü bir çok kişiden dinlemiş, yerleri ve belki hikayenin bazı kişilerini görebilmek için Kırım'a ve A.B.D'ye de gitmiş ve sonunda bu romanı yazmış. Roman 1924 baharında bitiyor, ama macera bir sonraki kitapta devam ediyor.
Kurt Seyt - Shura
Kurt Seyt - ShuraNermin Bezmen · Pmr Yayınları · 20142,267 okunma
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.