Gönderi

Söz konusu ihtilaf çok katmanlıdır. Vahakn Dadrian, Richard G. Hovannisian’ın, The Armenian Genocide isimli derlemesinde yer alan (s. 300-01) “Ottoman Archives and Denial of the Armenian Genocide” isimli makalesinde, tüm taraflar gibi hatalı bir şekilde Teşkilat-ı Mahsusa’nın Başkanı olarak bahsettiği Eşref’in, savaş sırasında Ermenilerin öldürül-mesine karıştığını kabul etmiş olduğunu öne sürmüş, bunu da Cemal Kutay’ın Birinci Dünya Harbinde Teşkilat-ı Mahsusa ve Hayber’de Türk Cengi (İstanbul: Tarih Yayınları, 1962) isimli kitabında ona atfedilen kısımlara dayandırmıştır. Yazar Guenter Lewy sonrasında Armenian Mas-sacres in Ottoman Turkey: A Disputed Genocide (Salt Lake City: University of Utah Press, 2005) isimli bir kitap yayınlamış ve bu eserinde Dadrian’ın Eşref’in bazı açıklamaları hakkındaki yorumlamalarının, Eşref’in diline, hiçbir vakit telaffuz etmemiş olduğu cümleleri yerleştirmek suretiyle (kısmen köşeli ayraçlar arasına sözcükler katarak) açıklamalarını manipüle etmiş olduğuna işaret ettiğini düşündüğünü belirtmiştir. Lewy’nin kitabı IJMES 38’de (2006: 598–601) olumlu bir eleştiri alınca, eleştiri yazarının meslektaşları Keith Watenpaugh ve Joseph Kéchichian onun liyakatını tartıştıkları oldukça eleştirel yanıtlar verip kendisinin akademik sicilini sorgulamışlardır. Kéchichian Eşref’in beyanını “Ermenilerin toplu tasfiyesinde yer alışına ilişkin bir itiraf” olarak tanımlar (IJMES 39:3 (2007: 510). Orijinal metne bakılınca, tehcirde sahip olduğu iddia edilen role istinaden, daha sonra bir Ermeni ajan tarafından suikasta uğrayan savaş dönemindeki Sadrazam Sait Halim Paşa hakkında konuşurken Eşref’in söylediği sözlerin, sanki kendisi Ermenilere karşı işlenen suçlara karışmış gibi görülecek şekilde manipüle edildiği açıktır. Bu tartışmayı daha fazla deşmek istemeden, (Polat Safi’nin çalışmasının açıkça göstermiş olduğu gibi) Eşref’in Teşkilat-ı Mahsusa’nın Başkanı olmadığını belirtmek önemli görünmektedir. En azından Dadrian’ın oldukça yaratıcı bir şekilde icra ettiği yeniden inşa çalışmasında söylediği iddia edilen şeylere gelince, altıncı bölümde göreceğimiz üzere, bunlar Malta’ya gönderilmeden önce Mısır’daki İngiliz yetkililerle girdiği bir diyalog hakkında Eşref’in kendisinin yazmış olduklarıyla bir tezat teşkil etmektedir. Lakin Eşref’in beyanının Ermenilerin gördüğü muameleyi bir çeşit rasyonalize etme çabası olabileceği de ayrıca ihtimal dâhilindedir.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.