Kitabı bitirmiş bulunmakta ve bir inceleme yazmazsam Kuyucak'lı Yusuf a haksızlık edeceğimi düşünüyorum.
Fakat kitabın ben de bıraktığı tesir öylesine fazla ki içim öylesine dolup taşıyor ki klavyem ile bir süre bakışmak zorunda kaldık.
Bir araya getirdiğim kelimelerin kuracağı hangi cümle Yusuf'ta karşılık bulacaktı? Ya da Muazzez'in naif, çocuksu halini anlatmaya yeticek miydi?
Bir tarafta derin, masumiyet yüklü naif bir aşk hikayesine tanıklık ediyor aynı zamanda insanların ne denli acımasız, Kibirli olabileceğine, para, güç sahibi olmanın saygı görmek için yeterli olacağına (gayet alışık olduğumuz gibi) maalesef bir kez daha şahit oluyoruz. Bunun yanı sıra Sabahattin Ali konuyu muazzam betimlemeleri ve şiirsel dili ile öylesine harikulade işliyor ki kitabın içerisinde kendinize yer buluyor, duyguları birebir yaşıyorsunuz. Öfkeleniyor, hüzünleniyor, duygulanıyor...
Kitabın sonuna gelirken beni hüzünlü bir son beklediğini hissettiğim için sayfaları korkarak çevirdim ama kaçamadım maalesef..