Tüm kalabalığın içinde sadece bana özel bana ait zamanlar geçiriyorum. Tabiki kitap okuduğum anlar. Ve ben bu kalabalıktaki yalnızlığımı çok seviyorum.
Vee bir kitabın daha sonuna geldik. Kitap beni tamamıyla etkiledi diyemem ama bazı hikayelere kalbimi bıraktım<3
Kitap 11 hikayeden oluşuyor. Dediğim gibi bazı hikayeler normal bir etki bıraktı ama bazılarında da çok etkilendim.
Özellikle kitabın ismi de olan Değirmen hikayesine bayıldım. Seven bir çingene'nin hikayesi... Bir kolu küçükken Değirmen den dolayı kopan kızın hikayesi... Ve aşkları... Gerçekten sevme bu olsa sevdiği için kendinden vazgeçebilmek...
Kitapta da geçtiği gibi " Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir...
Sizcede çok hoş çok naif bir cümle değil mi?
Sevmek süslü püslü şeyler alıp karşındakini geçiştirmek değildir. Gerçek sevgi budur...
2. beğendiğim Viyolonsel. Bu hikayede de adam, sağlığında dinletemediği parçayı karısının ruhuna duyurabilmek için, bu mezarın başında, senelerden beri viyolonselini çalıyor. Gerçekten çok hoş. Resmen eşi için kendisini adıyor. Her gün her gün hiç bıkmadan gidip çalıyor...
3. Kurtarılamayan şaheser. Bu hikayeyi okurken okadar çok şaşıracaksınız ki ben sonunu böyle beklemiyordum. Şair sevdiği kız için 3 ay kutupda çölde acı çekip yaşayaraktan kitap yazıyor ve döndüğünde yazdığı kitabı sevdiği kadından daha önde tutunca kadın 'Hiç buna imkan var mı şair? Senin kafanda, ruhunda, hatta en ufak bir hücrende bile benden başkasının yer almasına tahammül edebilir miyim? Diyor ve sonunda kitabı yanan ateşe atıyor. Kitabı kurtarabilmek için girdikleri kavgada şair sevgilisini öldürüyor. Bir hiç uğruna ne sevdiği kalıyor nede şaheseri...
4. Bir orman hikayesi de etkiledi.
Diğerlerine kötü demiyorum kesinlikle zaten benim haddime değil. Dediğim gibi bunlar daha çok etkileyenler beni.
Tavsiye ederim. Keyifli okumalar :)) 
Değirmen 
Sabahattin Ali
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.