Gönderi

Her dilin ve kültürün nesneler dünyasına bir bakışı, kavrayışı, kategorileri ve yönelişi vardır ve bu bakış tarihsel bir süreç olarak kavrandığında oldukça dinamiktir. Bu durum çoğu kez çeviri dediğimiz etkinliklerde de sıkıntı yaratır. Sözgelimi, Arapçada sözcükler eril ve dişil olarak öbeklenmekte ancak bunun Türk dilinde bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu öbeklemenin doğaya,insana, topluma ve kutsal olana bakışta bilişsel,duyuşsal ve kültürel etkisinin olmadığı söylenemez. Kim ne derse desin, Arap dilinde gökyüzü dişi, Tanrı ise eril formlarda anlatılır. Bu formların bilişsel,duyuşsal ve kültürel anlamları bulunur. İnsan biliş, duyuş, dil ve kültür tarafından sınırlanıyorsa, onun ürettiği hiçbir şey geniş anlamıyla evrensel olamaz...
Sayfa 15
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.