Gönderi

Bir Dinazorun Anıları
-Liberal denilen ekonominin o yağmacı ve vahşi kapitalizmin yıkıcı rekabet ortamı içinde bocalayan Turgut Özal’ın zavallı veletlerinde, bu türden bir umut hiç yok. Çok çalışsalarda, üniversiteler bitirselerde, aç kalacakları korkusundan kurtulamıyorlar. Ne yazık ki, çoğunun amacı, bizim kuşağın amacından bambaşka. Bizler, kendimizi her açıdan en iyi biçimde eğitip, hem çevremize yararlı olmak hemde huzur içinde yaşamak isterdik. Onlar ise, ellerinden geldiği kadar çok para kazanmak istiyorlar. Çünkü bizlerin her şeyden önemli saymadığımız para, onların tek güvencesi. Bir insanın , insanca yaşayabilecek kadar para kazanması şarttır elbette. Ama Özal veletleri, çok çok para, gerektiğinden fazla para kazanmak istiyorlar.(ikide bir de “Özal veletleri” diyorum çünkü bu berbat zihniyet Turgut Özal’ın o çirkin “vizyon”larından kaynaklandı. Rahmetli, 12 Eylül darbecilerinden çok fazla kötülük etti bu memlekete, çünkü darbeciler gibş işkence yoluyla bedenlere hasar vermekle yetinmedi, kafalara hasar verdi) Zenginleri sevdiğini açıkca söylemekten hiç utanmayan bir adamın etkisine kapılıp para hırsına teslim olan, kültürü önemsemeyen, tiyatroya, klasik müzik konserine resim sergisine gitmeyen, kitap okumayan bu gençlerin sanatın insana verebileceği hazlardan yoksun kalmaları yüreğimi parçalıyor. Paranın yaşamlarını zenginleştirmediğinin, kişisel sorunlarına da bir çözüm getirmeyeceğinin iş işten geçtikten sonra farkına varacaklardır. Üstelik I.Q nun yetmediğini, bir işi yönetene iş hayatında başarı sağlamak için bile E.I.Q gerektiğini, Amerikalılar bile anladılar artık. Bu duygusal zeka ise KİTAP OKUYARAK, müzik dinleyerek, tablolara bakarak yani sanatla gelişebilir ancak!
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.