"Mutluluk ve erdemin sırrıdır, yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların amacı budur: İnsanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgılarını sevdirmek." 21. yüzyılı George Orwell'ın distopyası 1984 gibi 'büyük biraderin bizi izlemesi ve her şeyden haberi olması üzerine mi şekillenecekti dünya yoksa Cesur Yeni Dünya'nın eğlence ve mutluluk üzerine kurulu, istikrarın, toplum düzeninin hiç bozulmadığı felsefe mi hükmedecekti? İçinde olduğumuz toplumun notunu ve özetini dışına çıktığımız zaman bilebileceğimiz gibi bunu da kestirmek epey güç oluyor. Fakat Huxley'in kurgusu bize "evet bu kötüdür ve dünya böyle iğrenç bir yere dönüşecek" demiyor. Aksine hem içinde yaşadığımız toplumu hem de kurguladığı yeni düzeni bir arada veriyor. İki dünyaya da üçüncü gözden bakmayı başarıyor. Artıları ve eksileriyle anlatıyor bize. Soma adlı uyuşturucudan bahseder kitap. Bu uyuşturucu toplumun istikrarını korumak "daha fazla eğlence ve daha az sorgulama" için elzemdir. Herkes mutluluk üzerine hayatlarına inşa eder ve mutlu olursa kimin edebiyata, sanata, şiire ilgisi olur? Bu sebeple kitap mutsuzluk kaynağı olarak gördüğü Shakespeare'i, tarihi, kitapları yasaklar. Bunların hepsi mutsuzluk kaynağıdır. "Herkes herkese aittir" der kitap ve seksin özel duygusunu yok eder. Evlilik? Tarihin tozlu raflarına atılmış bir toplum geleneğidir artık cesur yeni dünyada. Aile? Anne ve baba kavramını kulakları duyunca cesur yeni dünya bireyinin midesi bulanır. "Mideni bozan bir şey mi yedin? dedi Bernard. Vahşi, başıyla doğruladı. "Uygarlık yedim." "Ne?" "Zehirledi beni uygarlık, kirlendim. İçimdeki kötülüğü yedim."

Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,8bin okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Bayram Ömeroğlu