Din, ne mücerret bir manevî tatmin vasıtasıdır, ne insanın fıtratında kendiliğinden gömülü bir haldir. Eğer dine manevî bir tatmin aracı diye bakılırsa, bu "aracın" aynı işi görebilecek başka araçlarla ikamesinin kabul edilebileceği sonucuna varmak tabiîdir.