Öznel mutluluk, özgürlüğün içindeki mutluluğu gösterirken hazlarından daima ödün verir. Burjuva da daha çok “doyum” kapanına sıkışmasıyla kendini gösteriyor. Kişiye gerçekten haz vermeyen birtakım imtiyazlar ve eğlenceler/ durumu tersinden ele alıp (doyum) “düşün”meye de davet edebilir. Çünkü orada yaşam tam olarak aslında varlığın içindeki “yokluğun” ideolojisine dönüşüyor.
Ernest Rutherford bunu gözardı ettiğini düşünmüyorum sadece zaman ve mekandan yola çıkarak kendi yaşadığı dönemi betimlemiş. M.Ö 7 yy. ile M.S 20. yy arasındaki süreci gözardı etmemek gerek.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.