Gönderi

Gidiyorum korku ve ölümden azade...
Seni ağıllardan çıkartacaklar süreklerle, kargılarla, ilençle kurşun kaynayacak damarlarında gözünün ağına kan dökecekler sana tunç ve çelik fırlatacaklar ve er kancıklığı, kadın hasedi sevmeksizin taptıkları her şeyi sırtında bıçaklar köreltecekler sana itlerini hırlatacaklar boyun eğişlerin yalıyla keskin aya ulumandan yapılmış göğü hırçın ırmaklarla kışkırtacaklar sana öksüzlerden ad koyacaklar kovulmuş, itilmiş Tanrı kuşları gökten ve topraktan doğmaman için ağaçtan yağmuru kemirecekler etini kemikten sıyıracaklar senin kar mavisi bakışlarını ve en soğuk doruklara gömdüğün ıssız merhameti kanırtacaklar sana yerde bir yer vermeyecekler Allah’ın alnına sürdüğü aşkı, mavi içgüdünü kusana kadar rüzgârı yasınla bağırtacaklar yel ıslık çalıyor, bilmeyecekler öksüzler kuzeye çağrıldığında hiç iz kalmayacak senden geriye insan, insanlıktan yarıldığında. İşte gidiyorsun: korku ve ölüm bakmadığın leşler gibi ardında. (İtibar, S 53, Şubat 2016, s. 4.)
Süleyman Çobanoğlu
Süleyman Çobanoğlu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.