Gönderi

·
Puan vermedi
Ölümlü oğlanla ölümsüz kız
Söz konusu baba Tolkien ve yazdıkları olunca söze başlamadan ceketinin önünü ilikleyesi geliyor insanın. Hadi insanı bilemem belki de, hiç ceketi olmayan bir adem olarak hayali ceketlerimin hayali düğmelerini ilikliyorum ben. Elbette Tolkien'in böylesi bir saygıya mazhar olmasının pek çok sebebi mevcut. Var olmamış mekanlarda, var olmamış zamanlarda, var olmamış karakterlerin öykülerini var olmuşlarcasına okutması, zihinde var ettirmesi... Hiç de kolay olmasa gerek sayın okuyucu. Doğaldır ki biz alıcılar için son derece basit, Tolkien gibi bir dahi çıkıp kurgusal bir evren yarattığında, coğrafyasını, dillerini, mitlerini, hikayelerini, çağlarını, şarkılarını şiirlerini var ettiğinde. Böyle bir işe girişmek için nasıl bir itkiye sahip olmak, ne gibi ehliyetleri taşımak gerekir bunları da düşünmek ve konuşmak icap ediyor. Tolkien'in yaşam serüvenine dair epey bir bilgim varsa da ben burada bu meseleyi irdelemekten kaçınacağım, altından kalkabileceğimi düşünmüyorum zira. Evet kitap. Kapağın tepesinde koca puntoyla "J.R.R. TOLKIEN" yazıyorsa da bu Christopher Tolkien'in kitabı sayın okuyucu. Kendisi bir ay önce Mandos'un salonlarına yol aldı. Ruhu şad olsun. Şimdi pek tabii şöyle mükemmel bir soru sorulabilir, "Silmarillion da Tolkien hayattayken basılmadı, o da onun kitabı değil o halde?" Dört başı mamur bir cevap veremeyeceğim. Yani vermeye çalışırım ancak ne sen sayın okuyucu ne de ben tatmin olmam gibi. Ben o yüzden Christopher Tolkien'in hayırlı bir evlat olduğunu söylemekle yetineyim ve Silmarillion'un baba Tolkien'in "manevi kitabı" olduğunu iddia edeyim. Bir de şunu ekleyerek; Silmarillion'un, elinde tuttuğun kitabın aksine Christopher Tolkien'in bir kaç dipnotu dışında başından sonuna kesintisiz akan bir nesir/roman gibi olduğunun altını çizeyim. Devam ediyorum Legendarium'a (Legendarium tabiri için, Tolkien'in Arda'ya dair düşündüğü, yazıya döktüğü, ya da başkalarına bildirdiği topyekün her şey diyebiliriz) dair hiçbir şey okumamış olanlar karanlık sulara dalmış gibi olacaklardır. Kafa karışıklığı ile kapağı kapatacaklardır. Ben bir kitapçıda çalışıyor olsam müşteriyi direk uyarırdım. "Daha önce Tolkien okumadıysanız size Hobbit vereyim." derdim mesela. Christopher Tolkien, babasının basılmamış metinlerini, bölük pörçük notlarını kılı kırk yararak toparlayıp, Silmarillion'da anlatılmış öykülerin en büyülüsü (bencileyin) olan Beren ve Luthien'in öyküsünün ilk formu başta olmak üzere, bir kaç farklı formunu sunuyor bizlere. Sayfa aralarında bolca kendi görüşlerini, açıklamalarını, tespitlerini okuyoruz. Dolayısıyla süregelen fantastik bir anlatıdan ziyade, bir Tolkien incelemesi okuyormuş gibi hissediyoruz. Bir de Silmarillion'dan alışık olduğumuz belleğimizde yer etmiş isimler, karakter arka planları yer yer farklı. Misal; Noldor için başlarda Gnom-Gnome ve Noldoli tabirlerini kullanmış rahmetli. Sonra mesela, Illuvatar'ın ölümlü çocuklarının en hayırlılarından Beren Erchamion (Erkamiyon - tek elli) öykünün ilk formunda Beör hanedanından bir insan değil, Noldoli'li bir elf. Değinmem gerektiğini düşündüğüm bir başka husus, Beren ve Luthien'in öyküsünün ilk formunun nesir değil, başından sonuna lirik şiirler olduğu. Küçük bir edebiyat tarihi bilgisi vermem icap ediyor; baba Tolkien, ortaçağ İngiliz ve Fransız edebiyatının 13. ve 14. yüzyıllarda kullandığı "lai" adlı bir biçimle kaleme almış öyküyü. Türkçede karşılığı var mıdır bilmemekle beraber, çevirmenimizin "şarkı" kelimesini kullandığını belirteyim. Aslında anlaşılabilir bu tercih, "lai" denen biçimin aynı zamanda müzikal bir yönü olduğu da göz önünde bulundurulunca... Çiğdem İpek Erkal... Ne desem eksik kalır. Dimağımı ve pek çoklarının dimağını belki ölene kadar etkilemiş olan Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin emektar çevirmeni. 13. - 14. yüzyıllarda kullanılmış bir edebi formu taklit ederek kaleme alınmış son derece ağdalı İngilizce metinleri çevirmek... "İmdi"ler, "istihfaf"lar, "namütenahi"ler, "elfistan"lar,"elf cengaver"ler, "balrog bey"leri... Türkçe festivali gibi ! "Ayıtmak" var yahu! Asya Türkçesinden... Kimi zaman Osmanlıca'yı çağrıştıran "eski" kelimeler. Kimi zaman Asya'da kalan Türkçeyi ve Anadolu'daki efevari, epik Türkçeyi çağrıştıran sözcükler. Tüm övgüler ona olsun ! İngiltere'ye yolun düştüğünde Tolkien'in mezarını ziyaret etmek gibi niyetleri olan bir insansan sayın okuyucu, al ve didikle kitabı. Mutlu olacaksın. "Elveda tatlı toprak ve kuzey gökleri, ilelebet kutsanmış olan, madem ki burada yattı, burada koştu, altında ayın ve güneşin kıvrak bacaklarıyla Luthien Tinuviel, ölümlü hiçbir dilin kafi olmadığı anlatmaya, o güzeller güzeli. Dünyanın altı üstüne de gelse, silinse de kainattan, gitse de yok olup cehennemlerin dibine, yine de bir güzellik vardı teşekkülünde - şafak, alacakaranlık, dünya, denizde - değil mi ki Luthien bir zamanlar üzerlerindeydi!" Sevgiler.
Beren ile Luthien
Beren ile LuthienJ. R. R. Tolkien · İthaki Yayınları · 20192,049 okunma
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.