Eserin kahramanı Ferdinand Bardamu edebiyat tarihinin en ilginç karakterlerinden birisi. Sırf bu ilginç yönlerinin deşifre edilmesi açısından bile romanın okunması bir şey kaybettirmez. Günümüzde edebiyatın, anlatıların, romanların çoğu kez karşılaşılan tekdüze hallerini tersine çevirmek için, arada "Gecenin Sonuna Yolculuk" gibi eserlerin tadına bakmak lazım. Üstelik eserde göze çarpan tek farklılık kurgusunda değil. Her şeyiyle farklı bir roman Celine'nin eseri. 1.Dünya savaşıyla başlayıp bir sonraki harbin kıyısına kadar devam eden olay örgüsü doğal bir yaşamın içinde geçer. Doğaldan kastım göz önünde olan hayatların dışına mercek tutulmasında saklı aslında. Misal eserin esas oğlanı Bardamu'nün yaşamı farklı coğrafyaların izlerini taşımasına karşın diliyle çarpar insanı. Zaten eserin kendine has Fransız taşrasından izler taşıyan bol argolu üslubunu öyle her romanda görmek mümkün değil. Bardamu'nün ruhundan çıkan doğal serzenişler aslında bir dönemin alt tabakasının dili iken yaşanılan ortamın gerçekliği sert bir sille gibi okuyana kendisini hissettirir. Mekanın iyi tasarımı okuyanı cezbederken, kurgunun sıradanın dışına çıkan yükselişleri hiç yabana atılmayacak kadar etkilidir. Üslubun özgün hali o kadar zor kavranılır ki sanki farklı dilde bir roman okuduğunun izlenimi ilk andan itibaren okuyanın aklına duçar olur. Bunun en bariz kanıtı çevirmenin eserin sonuna eklediği son sözünde ortaya çıkar. Uzun bir emeğin ürünü olarak ortaya çıkan çeviri sadece sıradan bir tercüme olmayıp, adeta Fransızcanın içinden çıkan ayrı bir dilin derdini anlayarak, şifrelerini çözmek gibidir. Zaten tercümenin bu nosyonu taşıyan zorlu yönelimi çevirmene ödül kazandıracak başarıyı sağlar. Bu eserin uzun yıllar saklı kalması ise garip bir talihsizlik. Böylesine farklı ve özgün eserlere her zaman ihtiyaç var.

Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,123 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

zafer saraç