“Birileriyle konuşurken ön yargılarınızı bir yana itin, her şeye yeniden başlayın ve öyle yaşayın.” Kitabın ismine bakarak efsanevi bir aşk romanı ya da bir kara mizah geliyor sandım ama içinde aşk da barındıran, ön yargılarla ilgili bir kitapmış bu meğer. Tıpkı bir Yeşilçam filmi gibi başladı: Sokakta yaşayan, güzelliğinden dolayı durmadan tacize uğrayan bir kadının klişe hikayesi. Ay yok artık dediğim çok satır oldu. Ama dişinizi sıkarsanız iyi bir yere bağlanıyor. Ön yargılarınızı yıkmanız gerektiğinin yanında, zamanın nelere kadir olduğunu, saniyelerin önemini anlatıyor. İşin garibi, yazarın sahte isim kullanıyor olması. Bu kadar Yeşilçam benzerliğinden, yazarın Türk olduğunu da düşünmüyor değilim hani!