M.H.P ile yan kuruluşları ülkücü dernekler içinde yasa dışı kurallarla bilinçli ve sistemli, etkin mücadele veren illegal bir çete oluşmuştur. Ele geçen belgelerden, gizlilik konusunda çok dikkatli oldukları yasal yönden suç oluşturabilecek belgeleri bulundurmamaya, çeşitli şiddet eylemleriyle ilişkilerine kanıt teşkil edebileceklerde ise, isim ve görev belirtmemeye, özen gösterdikleri ve bu belgeleri postaya vermeksizin özel kuryeler veya güvenilir kimseler aracılığıyla genel merkeze elden gönderdikleri saptanmıştır. Merkeziyetçi sistem içinde parti ve yarı
kuruluşları ülkücü dernekler, piramidin başı olarak doğruca Alparslan TÜRKEŞ'e bağlıdırlar. Parti içinde, etkin ve egemen tek güç, tek otorite olan TÜRKEŞ'e değil karşı çıkabilmek tenkit dahi mümkün değildir. Buna rağmen M.H.P.'ne veya ülkücü derneklere üye hatta parti yönetim kurulunda görevli herkesi bu çete içerisinde varsayabilmek haksızlıktır. Partide veya derneklerde kendilerini dışa göstermeye çalıştıkları için de iyi niyetli, dürüst, gerçekten ulusal değerlere sahip ve bu değerleri savunan kişiler de bulunmaktadır. Bir siyasi parti paravanası ardına gizlenen, gerçekten tutucu, bölücü ve acımasız yöntemler izleyen ve uygulayan çete yönünden eleştirilemeyen ve ödün verilmeyen adeta tabular bulunmaktadır. Bunlar lider, doktrin ve teşkilattır. Bir çok yazılarda ve belgelerde liderin Alparslan TÜRKEŞ olduğu, doktrininin 9 Işıkçılık bulunduğu ve teşkilatın ise
M.H.P. ile ülkücü derneklerin tümünü kapsadığı açıkça görülmektedir. Bu çete bireyleri için ülkücülük bir maske olup, bu uğraşılar ve ilişki bazı kimseler yönünden gerçekte birer meslek haline dönüşmüştür. Birbirine güvensizlik hissini aşılayan, herkeste teşkilat içinde en güvendiği kişinin kendisi olduğu imajını yaratmaya çalışan TÜRKEŞ, bu ortam içinde doğuştan yeteneği olan teşkilatlandırma ve otoriteyi sürdürerek dizginleri elinde tutmayı başarmış, teşkilat içinde tam bir diktatör,-yine kendi deyimleriyle Başbuğ olmuştur. Partinin tüm mal varlığı TÜRKEŞ üzerinde, tüm tasarruf yetkisi başkaca hiç bir kimsenin veya kurulun
onay ve kararına gerek göstermeyecek şekilde elinde olup, tümünü kendi düşünce ve görüşü doğrultusunda kullanmaktadır. "Düşüncede hür, eylemde robot" prensiplerinde olduğu gibi teşkilat içi bir muhalefeti değil
uygulamak düşünmek bile olanaksızdır.
Partinin, geniş deyimiyle ülkücü dernekleri de içine alan teşkilatın amacı Türkiye'de iktidar olmaktır. Parti aracılığıyla yasal mücadele, partiyi de kapsayan teşkilat aracılığı ile ise yasa dışı illegal mücadele verilmektedir. Yine kendi deyimleriyle iktidar olabilmek için sandıktan çıkmak yeterli bulunmadığından demokratik yol ve yöntemler dışında etkinliklerini arttırmada yoğun bir uğraş içine girilmiştir. Alparslan TÜRKEŞ'in el yazılarını içeren klasörün 30 ncu sırasında yer alan belgedeki "Seçim kurulları ele geçirilmelidir" sözcüğü seçimlerdeki yasa
dışı çalışmalarım ortaya çıkarmaktadır. M.H.P. İstanbul Kartal ilçe binasında ele geçen ve seçimlerde kullanılan
"evet mührü" bu görüş ve çabalarını doğrulayan çok somut bir kanıttır. Ele geçen tüm belgeler ve kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde bu kabulümüz kesinlik kazanmaktadır» Teşkilatın temel yasası olan gizlilik prensibi gözetildiğinde, daha başka kanıt ele geçmesi de beklenemez. Bunun dışında M.H.P. Genel Merkez binasında ele geçen 2 adet telsiz cihazı, parti genel merkezinde oluşturulan özel istihbarat teşkilatının kapsamı ve gücü, ayrıca Alparslan TÜRKEŞ'in 12 Eylül günü saat 19.30 sıralarında Yaşar OKUYAN'a ait özel araçla evine gelerek
elinde çanta ile kısa bir süre sonra dışarıya çıkıp koruma görevlilerini bile yanma almaksızın saptanamayan bir yere gitmesi ve yaklaşık 3 gün gizlenmesi, harekattan önceden haberdar olduğunu gösteren kesin
delillerdir. M.H.P. Genel merkez binalarında ele geçen 1 adet araç telsizi ile 1 adet almacın, yaptırılan bitirmişi incelemesi sonucu; her ikisinin de sağlam ve faal bulunduğu, araç telsizinin alıcı-verici nitelikte güçlü
bir cihaz olduğu, almaçla ise genelkurmay frekans planlama dairesinden alman bilgilere göre, özellikle polis maniple, İçişleri Bakanlığı maniple telsiz çevrimlerini, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Merkez Kmutanlığı, Genelkurmay komuta telsiz telefon, Belediye, Devlet Su İşleri ye Türk Hava Yolları telsiz telefon çevrimlerini dinlemeye elverişli nitelikte olduğu saptanmıştır. Bunun dışında ele geçmeyen sanıkların Ali UZUNIRMAK'ın evinde yapılan aramada bulunan 2 adet alıcı-verici nitelikte el telsizinin şehir içinde haberleşme olanağı sağladığı görülmektedir. Bunun dışında parti genel merkez binasında 12 Eylül sonrası yapılan aramalarda bazı belgelerin ve mühürlerin yakılarak imha edildiğine ilişkin somut bulgular, çok daha önemli belgelerin yok edildiğini
veya saptanamayan yerlere gizlendiğini kesinlikle ortaya koymaktadır. Ele geçen belgelerin kuvveti ve önemi gözetildiğinde, kaçırılan ve yok edilenlerin niteliği hayli düşündürücüdür. Ancak bunlara dahi gerek kalmaksızın, elde edilen belgeler bile suçun oluşumunu kanıtlamak yönünden yeterlidir.
Savunma Avukatları Sahabettin HOMRİŞ, Mehmet VOYVODA DEVELİOGLU,; Talat KÖSEOGLU, Şerafettin YILMAZ, Kaya Alp KARTAL ve Mehmet EKE tarafından birlikte imzalanıp Savcılığımıza verilen
4.3.1981 tarihli dilekçelerinin 26 ncı sahifesinde yer alan "Bu arama zabıt varakalarını elde etmeden evvel, müvekkillerimizin aleyhinde kim bilir ne önemli deliller elde edilmiştir endişesi içindeydik. Bu arama zabıt
varakalarını temin ettikten sonra bu endişelerimizin ne kadar yersiz olduğunu anlayarak ferahladık." cümleleri savunmanın bile çok daha önemli belgelerin varlığını kabul ettiklerini, ancak ele geçmemelerinin
kendilerini ferahlattığını ortaya koymaktadır .. Bu cümleler çok çok
önemli belgelerin saklandığı ve yok edildiği yolundaki kabulümüzün
savunma avukatlarınca da açıkça doğrulanmasıdır.
Ülkücü görüşü paylaşan ve Anayasa ilkeleri ile yasaları yok sayan sanıkların, görüşlerini paylaşmayan kişileri komünist olarak niteleyip bu kişilere karşı giriştikleri eylemlerin yaygınlaşan ve arzuladıkları şiddet
ve yıldırmak amacıyla sistemli ve örgütlü biçimde zor kullanmak anlamına gelen Terör yaratmak amacına yönelik olduğu kesindir. Temelde siyasal ve toplumsal düzen üstüne verilen kavga nedeniyle oluşan
sağ terörcü örgütler, siyasal ve toplumsal karşı düşünceyi ya da düzeni ihanet, suç ve haksızlık sayarak, o düzeni ya da düşünceyi ve onun temsilcisi saydıkları kişi, örgüt ve kurumlan ortadan kaldırmak isterler. Bu
sistemli ve örgütlü yıldırma eylemleri, geniş yığınlarda bir otorite boşluğu
yaratmak ve bu ortamda, boşluğu zor yoluyla doldurarak kendini
Devlete ve topluma egemen kılma amacına yöneliktir. Bu amaç için, eğitim,
silahlanma, planlama ve örgütlenme aşamalarını geçmiş artık son
unsuru oluşturan eyleme yönelmişlerdir. Bu haliyle sağ terör salt bir
polis sorunu olmak dışında toplumsal yapıda, siyasal kültürde ve Devlet
yönetiminde aynca ekonomik yapıda derin kökler salarak güçlenmiştir:
Amaçlarına ulaşmak için yasaların himayesindeki bir partinin gölgesinde,
iç içe örgüt ve terör odakları kurarak, Türkiye'yi komünist saldırı
ve düzenden kurtarmak maskesi altında gerçekte organize bir teşkilat
oluşturmaları, sahte milliyetçilik görüş ve ideolojisiyle özellikle genç kesimi
yanlarına çekip manen ve maddeten bağlayarak büyük örgütsel bir
yapıya dönüşmeleri, gayelerine ulaşmak için maddi destek ve girişimlerle
güçlenmeleri hızla silahlanarak faşist ve kaba Devlet gücüne olan
özlemlerini Güçlü Devlet, Güçlü İktidar prensibiyle perdeleyerek Devlet
içinde etkin bir güç haline gelmeleri, gizliliğe ve haber almaya büyük
önem vermeleri, şifre, kod, tanıtma belgeleri ve referanslarla illegal çalışmalarını
tam bir gizlilik içinde sürdürüp deşifre olmamaya ve aralarına
kendilerine fikren yabancı olanları sokmamaya çabaları, tüm kamu
kuruluşlarında çalışanları, eğitim kurumlarının, yerleşim alanlarını, Milliyetçi-
ülkücü ve komünist diye iki grupta değerlendirerek kurtarılmış
egemen bölgeler yaratma çalışmaları, kendilerinden olmayanlara çalışma,
eğitim, adeta yaşama hakkı tanımaz tutumları, merkeziyetçi düzen
içinde lider, doktrin ve teşkilattan ödün verilmez prensibiyle emirde ve
eylemde robot, itiraz ve soru hakkı tanımayan, karşı konulması imkansız
örgütlenme ve hiyerarşiyi tamamlamaları, amaçlarının oluşumu için
sayı, alan, organizasyon ve maddi güç yönünden yeterli bulunmaları,
Devlet ve Anayasa düzenine ve varlığına karşı tasada ve kıvançta bir
olması zorunlu Türk halkını bölüp silahlandırarak birbirlerini kırıma,
planlı bir şekilde tüm yurttaşları huzursuzluk, karamsarlık ve güvensizliğe
itecek biçimde toplumun birlik ve beraberliğini bozacak/davranışları,
kendi görüşünü paylaşmayan kişileri düşman sayarak öldürtecek veya öldürecek kadar kin ve hınçla hareketleri yasal düzeni ve hakları
kullanılmaz, kolluk kuvvetlerine güvenilmez inanç ve görüşünü yerleştirip
bunun yarattığı karamsar ve olumsuz anarşist ortam içinde güç ve
otorite yokluğundan yararlanarak Devlet ve Anayasal düzenini kendi
görüşleri doğrultusunda değiştirmeye yönelik amaçları uğruna hiç tanımadıkları
veya kendi deyimleriyle komünist olarak niteledikleri kurum
ve kişilere yönelik kıtale varan eylemleri, Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ'in
liderliğinde, ülkücü görüşün tümüyle egemen olduğu bir Devlet düzenini
sağlamaya böylece gerçekte,"Demokratik Hukuk Devletine ve Anayasaya
karşı işlenen zor ve şiddete dayalı saldın niteliğindedir.