Bir insanın ortalama yaşı 100 demiş olsam (ki tabii ki değil) 100 yaşımın 5/1’ni ben yaklaşık olarak Türkiye de yaşıyorum. Bu ülkede doğumadım. Sonradan gelip bu toprakları görmek, buradaki insanları tanımak, yerli yazarlarının kitaplarını orijinal dilde okuyabilmek, bunların hepsini başka zaman başka başlığın altında anlatabilirim. Şimdi ise ‘’İnce Memed1’’ den bahsetmek istiyorum.
Yaşar Kemal (Kemal Sadık Gökçeli) Van – Erciş yakınlarında doğup çocukluğunu orada geçirmiştir. Küçük bir çocuk iken kaza sonucunda sağ gözünü kaybetmiş. Bu yetmezmiş gibi bir çocuğun görmemesi gerekeni görmüş –üvey kardeşi tarafından babasının hayatını bitirilmesine şahit olmuştur. Yaşadıklarının sarsıntıları onda konuşma sorununa yol açmıştır. Yaşadığı yerde pamuk tarlalarında traktör şöförlüğü ve tarla bekçiliği yapmıştır. Sonra köy okulunda öğretmenlik yapmış, kütüphane de çalışmıştır. İstanbul Üniversitesinde okuyabilmek için eş, dost, akraba para yardımında bulunmuştur. Üniversiteyi bittikten sonra gazeteci sonra da yazar olarak hayatına devam etmiştir. Yaşar Kemal organ yetmezliği sebebiyle hayatını yitirmiştir. Yazar Nobel Ödülüne birçok kez aday görülmüştür. ‘’İnce Memed’’ eseri yaklaşık 40 dile çeviri yapılmıştır.
Çukurova köylerinden Toros Dağlarına akıyordu İnce Memedin hayatı. Çocukluğunu zor hayat şartlarından dolayı yaşayamadı, gençliğini de pek göremedi, Memedin birden koca bir adam olduğunu geçirdim içimden. Dağlardaki mecburi eşkıya ve aynı anda halkın kurtarıcısıydı Memed. Ağaya itaatsizlik, isyan, başkaldırı; bunlar sadece kendi için değil tüm köylüler için yapmıştı. Nasıl böyle hayat olur? Bu kadar acıya insan nasıl dayanıyor, gücünü nereden alıyor? diye düşünmüştüm.
Eserin konusu yıllardır süren sosyal baskıya karşı mücadeledir. Okumalı ve okutulmalıdır ‘’İnce Memed’’.