"Maddi Kaynak" Meselesi
Milliyetçi Hareket Partisiyle ilgili olarak iddianamede bir ayrı başlık
alhnda, "Maddi Kaynak" meselesi ele atanmışhr, "Maddi kaynak
yönünden teşkilatlanma" başlığı alhnda sayfalarca bu mesele üzerinde
durulmuştur. Partilerin genel olarak iki türlü kaynaklan olur: Birisi parti
muhasebesine çeşitli kaynaklardan giren gelirler, diğeri parti yöneticilerine,
partinin adaylarına, partideki görevlilere yakınlarından, akrabalarından,
dostlarından yapılan yardım. Bunlar mali yardım şeklinde
olabileceği gibi ayni yardım şeklinde de olabilir. Mesela; Seçim zamanı
araba kiralayıp veya kendi malı olan arabasını seçimde kullanmak üzere
o adayın emrine vermek, veyahut minibüsü, varsa minibüsünü yermek, matbaası varsa, kendi matbaasında adaya ait propaganda broşürlerini,
diğer şeyleri bedelsiz olarak bashrmak gibi. Partinin muhasebesine gelen
gelirler, Partiler Kanununa göre ve mevcut diğer mevzuata uygun
olarak parti genel muhasibi tarafından, parti genel idare kurulunun,
parti büyük kongresinin aldığı kararlar uyarınca değerlendirilir. Şahıslara
yapılan ayni veya nakdi yardımlar da şahıslar tarafından kullanılır
ve değerlendirilir. Milliyetçi Hareket Partisi de, gerek seçim zamanlarında,
gerek seçime uzak zamanlarda, seçim için çalışmalarda bu temin
ettiği kaynaklar nisbetinde faaliyetini geliştirmeye çalışmışhr. Milliyetçi
Hareket Partisinde gizli harcama diye bir şey yoktur. Her şey aşikardır
ve her harcama, sabahleyin de, daha önceki sorgulamalarda da Yüksek
Heyete arz ettiğim gibi, meşru hedefler için yapılmışhr. O da partiyi
geliştirmek, partinin seyahatlarım düzenlemek, mitingler düzenlemek,
bunlar için gerekli vasıtaları, otobüsleri vesaireyi temin etmek, görevlendirilenlerin
masraflarını karşılamak gibi hususlardır. Bunların hiç
birisi gizli değildir, meydandadır. Kendi hedefine yönelmiştir, o da partiyi
geliştirmek ve memlekete hizmet etmek, demokratik nizam içinde
demokrasinin gerektirdiği faaliyetleri yapmak için olmuştur.
Partinin mali konusu hazırlık tahkikah şurasında bir bilirkişi heyeti
teşkil edilerek incelettirilmiş ve bu kurulun raporu olduğu gibi iddianameye
konmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi de diğer partiler gibi ı2
Eylül'den önce yürürlükte bulunan 648 sayılı Partiler Kanununa göre
çalışmışhr. 648 sayılı Partiler Kanununa göre de partinin bütün mali
faaliyetlerini, iki yılda bir toplanan kongresi düzenler, o kongrede bütçesi
hazırlanır, yapacağı sarfiyat tespit edilir, karar altına alınır. Bunu
aynca Anayasa Mahkemesi kontrol eder. Her mali yıl nihayete erdikten
sonra partilerin hesaplan hem büyük kongrelerinde hazırladıkları
bütçeleri, büyük kongrenin almış olduğu kararlar, hem de sair zamanlardaki
mali durumları Anayasa Mahkemesine intikal eder. Bunları düzenleyen
Partiler Kanununda özel maddeler vardır. Bu özel maddelere
göre işlem görülür ve belirli bir süre içinde bunların kontrolü yapılır.
Anayasa Mahkemesi naipler tayin etmek suretiyle veyahut gerekli görürse
bilirkişi kurulları teşkil ederek bu kontrollerini yapar, gerekli kararlanın
alır, müeyyideler de orada tespit edilmiştir. Yalnız kanunun öngördüğü bazı hususlar vardır, bunlardan birisi; partilerin hesaplarını
inceleyecek bilirkişi kurullarının memurlardan meydana gelmemesi
lazımdır. Kanun bunu böyle öngörmüştür. Siyasi partilerin hesaplarını
inceleyecek olan kurulların daha rahat, daha serbest karar verebilmeleri,
tarafsız karar verebilmeleri için bu görevi yapacak bilirkişilerin
memur olmamalarını kanun öngörmüştür. Savcılığın yaphrmış olduğu
incelemeyi yapan bilirkişi kurulu bir defa Partiler Kanununun bu tespitine
aykırıdır. Bunun üzerinde fazla durmayacağım, yeri geldiğinde
ilgili arkadaşlarımız bunların incelemesini yapacaklardır. Yalnız, bu verilmiş
olan rapor bir çok yanlışlıklan havidir, bir çok eksiklikleri havidir
ve yetkisiz kişiler tarafından, usule aykırı yapılmış olan bir incelemedir,
onu Yüksek Heyetinize arz ediyorum.
Partinin genel muhasiplikçe yürütülen diğer hesapları konusunda
da genel muhasip arkadaşımız sorgusu sırasında Muhterem Heyetinize
bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yapacaktır. Ben zaten bilemem,
onun yapmış olduğu faaliyetleri teferruatıyla bilmem mümkün değildir.
Kendileri bu hususta bilgi vereceklerdir. Bu mali konu üzerinde durulurken
benim şaha mülküm, varlığım uzun uzun ele alınmıştır. Ben hayır
faaliyetleri üzerinde hazırlıklar yapmıştım. Bunlardan birisi olarak
Tarih ve İslam Vakfı diye bir vakıf kurdum. Bu mülkün bir kısmını bu
vakıfa tahsis etmeyi düşündüm, bir kısmım da zaten tahsis etmiştim.
Çeşitli yardım vakıflarına yardım etmek gibi aynca faaliyetler olmuştur.
Bunlar üzerinde hazırlamış olduğum bu görüşleri meydana koyan bir
yazıyı mahkemenize takdim ediyorum.
Meclis Çalışmalarımız
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, sabahleyin sorgulamamda arz ettiğim
gibi biz hükümet içerisinde devletten yana, kanundan yana faaliyetler
gösterdiğimiz gibi, meclis içerisindeki çalışmalarımızda da ayın
şekilde faaliyetler gösterdik. ı977 Haziran'ından Kasım ayma kadar
Meclis Başkanı seçilemedi Türkiye Büyük Millet Meclisinde. Yürürlükte
bulunan kanunlara göre 30 Kaşım 'dan itibaren Mecliste bütçe çalışmaları
başlaması gerekirdi. Bu tarihe kadar bütçe çalışmaları başlamadığı
takdirde bütçenin zamanında çıkmaması, bütün memurların maaşlarını alamamaları, devletin bir çok faaliyetlerinin aksaması tehlikesi vardı.
Bu durumlar içinde biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhuriyet
Halk Partisiyle diyaloga girdik ve Millet Meclisinin Başkanını işbirliği
yaparak seçtirdik. Ayrıca, kurulan hükümetlere memlekete hizmet
yönünde faaliyetlerinde destek olmaya gayret ettik. Mesela, ı978'de
Cumhuriyet Halk Partisi Hükümeti kuruldu, aramızda görüş farkları
olduğu halde, muhalefet bulunduğu halde biz hem verdiğimiz demeçlerde,
hem teşkilahmıza yayınladığımız genelgelerde, bu bir Cumhuriyet
Hükümetidir, hepimizin hükümetidir, Türk Milletinin hükümetidir,
kendisini memlekete hizmette muvaffak olması için destekleyeceğiz,
elimizden geleni yapmamız lazımdır. Madem ki, Meclisten güven oyu
almışhr, güven oyu aldığı andan itibaren bütün Türk Milletinin meşru
hükümetidir diye açıkça tavır aldık ve görüşümüzü ortaya koyduk.
Devleti ve güvenlik kuvvetlerini güçlendirme için ileri sürülen her
kanunu, kanun tasarısını destekledik, Mesela, Cumhuriyet Halk Partisi
iktidardayken gerek Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda; gerek Sıkıyönetim
Kanununda gerekli diğer asayişle ilgili ihtiyaçları karşılamak
üzere bir kanunlar paketi hazırlamışh. Sonra hükümetten çekildikten
sonra kendileri kendilerinin hazırlamış olduğu bu paketi benimsemediler,
fakat biz devleti kuvvetlendireceğini düşünerek, hesaplayarak bu
pakete sahip çıkhk ve gerek polisin takviye edilmesi için, gerek Sıkıyönetim
Kanununun değiştirilerek sıkıyönetim komutanlarının yetkilerinin
ve sıkıyönetim mahkemelerinin yetkilerinin genişletilmesi için
daima müspet oy verdik ve bunu destekledik.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulmasını daima savunduk. O
Anayasanın ı36 ncı maddesinde yer almış olan bir Anayasa emridir,
memlekette anarşinin önlenmesi, kanun hakimiyetinin sağlanması
için savsaklanmadan güvenlik mahkemeleri kanunu çıkarılmalıdır diye
bunu Meclis içinde de daima teklif ettik, savunduk, Meclis dışında da
efkarı ümumiyeye bu görüşümüzü yaydık.