Gönderi

Alihan Yavuz yorumladı.
738 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Bir kaç ayrıntı dışında, sıradan bir Haruki Murakami kitabıydı Zemberekkuşu'nun Güncesi. Karakterler, olaylar, hikayenin işleniş şekli diğer kitaplarıyla neredeyse birebir aynı Yıllar önce, ilk defa yazarın 1Q84 kitabını okuduğumda alışkın olmadığım bir tarz keşfetmiş olmanın heyecanıyla herhalde, tabii yazarın oldukça sade anlatımının da etkisi vardı bunda. 1500 sayfalık kitabı 1 haftada bitirivermiştim. Daha sonra arka arkaya Sahilde Kafka, Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında derken, anlatımı etkileyiciliğini bir nebze yitirmeye başladı gözümde. Son birkaç yıldır eskisi gibi uzun uzun yazmamasından yakınıyordum romanlarını. Etkileyiciliklerinin orada olduğuna inandırmıştım kendimi ve uzun bir süredir okumayı istediğim bu kitabı elime aldığımda beklentim de çok yüksekti doğal olarak. İlk sayfaları heyecanla çevirmeye başlamıştım ki yaklaşık 200'lere geldiğimde kitap o kadar ağırlaştı ki elimde, hem bitirmem uzun sürdü hem de 500'üncü sayfalardan sonra "cidden bu kadar uzatmaya gerek var mıydı yani?" sorusu dönüp durmaya başladı aklımda. Sonuç olarak, okuduğuma yine pişman değilim. Ve evet, Haruki Murakami hala favori yazarlarımdan, çünkü en azından hayal gücü bunu hak ediyor bence. Bir süre ara verdikten sonra diğer kitaplarıyla devam edeceğim muhtemelen.
Zemberekkuşu'nun Güncesi
Zemberekkuşu'nun GüncesiHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,444 okunma
·
132 görüntüleme
Alihan Yavuz okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
Ben de Sahilde Kafka ve 1Q84'ü okudum. Ardından Stephen King Mahşer'e geçtim, bitmek üzere ancak iki yazarı mukayese ettiğimde Kİng çok kopuk anlatıyor ve okuyucuyu yoruyor. Ancak Murakami sürekli konu içerisinde sürdürüyor. Bu yüzden Mahşer'den sonra tekrar Murakami'ye döneceğim ve öneriniz hangisidir?
Alihan Yavuz okurunun profil resmi
Okuyacağım öneri için çok teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.