Gönderi

Arada sırada Ekber telefon ediyor, filminle ilgili gelişmeleri takip ediyor. Ve senin hakkında tek kelime bile konuşmuyor. Ben de sormuyorum. Ve birden Nâzım Hikmet evlendi diye bir söylenti yayıldı ortalıkta!? Polonya’da! Yaşlı ve zengin bir kontesle! Gevezelikler, gevezelikler... O yıllarda yeterli bilgi alamadığımız durumlarda söylentilerle beslenirdik. Moskova’da akıl almaz sıklıkta yaşanırdı bu durum. Genellikle de kötü olanlar doğru çıkardı...“E, Nâzım ne yapalım? Varsın yaşlı barones olsun. Zenginmiş sizin Polonyalı. Sağlığınıza kavuşmanızı kutluyorum. Hani ne derler, her işte bir hayır vardır,” diye mutsuzlukla düşündüm. İçim sıkılmıştı. Ama Ekber’e sormayı asla düşünmüyordum. Nedense beynimin içinde mahkûmların: “İnanma, korkma, ricacı olma,” deyişi yankılanıyordu sürekli. Senden duymuştum bunu.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.