Gönderi

Alıntıların Şahı
Böylesi bir huzur sonsuza dek sürmez. Bir süreliğine sonsuza dek devam edeceğini sansanız bile, bir zaman sonra parçalarına ayrılmaya başlar. Aslında anlatacak bir hikaye de yoktur çünkü bir ilişki, iki kişinin inşa ettiği bir öyküdür zaten. İçine yerleşilir ve sanki bir evmiş gibi, bu öyküye sığınılır. Kaderin ağlarını sizi bir araya getirmek üzere ördüğüne dair bir hikaye uydurulur, bu doğrultuda bir bakış açısı benimsenir. Fakat bu hikayenin çıkış kapısı kapalı, pencereleri mühürlüdür. Kendini nasıl gördüğün, senin onu ve onun da seni nasıl algıladığını belirler; hayalperestlerin ciğerlerinden boşalan nemli havayla, bulutların üzerinde inşa edilmiş bir kale... Kendini kapının dışında ve yeniden yalnız bulmak bir şoktur. Çünkü insan o anda başka bir evde yaşayabileceğini düşünemez bile; zira yeni ev ya çok büyük gelecektir, ya da çok küçük... Eski evin tüm dönemeçlerini, merdivenlerinin tüm kıvrımlarını biliyor ve içindeyken yolunu gözün kapalı bile bulabiliyorken, onu sıfırdan inşa edip adına ev demişken, bir başka evi sıfırdan var edebileceğini düşünmek zordur. Bir ateş yakıp önceki evi tutuşturan da sensindir halbuki.
Sayfa 135
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.