Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

124 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bolca SPOILER içermekte (BAŞTAN SONA), ama ben olsam okurdum. --------------- Her Türk beyaz yakalısının fantezisi kırsala göçü hiçbirinin cesaret edemeyeceği doğallıkta yaşayan birisi Doppler (Tamam, belki Manisa Tarzanı hariç). Gerçi o Norveç’li. Bir gün bisikletten düştüm ve hayatım değişti mottosuyla evlerinin yakınlarındaki ormana çadır kuran Andreas Doppler’in altı ayı anlatılıyor bu kısa romanda. Yazar Erlend Loe’nun Walden etkisinde olduğu düşünülebilir ama – çeviri kaynaklı değilse eğer- Doppler’imiz bir çok açıdan sağcılardan nefret eden karikatürize edilmiş bir solcu gibi gösteriliyor romanda. Bir iki tetiklemeyle (yukarıda bahsettiğim bisiklet kazası ve uzak babanın ölümü) bu sivil itaatsizliğe karar veren Doppler doğal hayatı tam manasıyla yaşıyor başlarda. (Bıçakla geyik öldürüp yavrusunu evlat ediniyor mesela). Ama kitabın bu ilk kısmından sonra modern dünyadan kendisini koparamıyor bir türlü. Yağsız süte ihtiyacı var en başta kahramanımızın, takas yöntemini yücelterek de olsa kapitalizmin rahatlıklarına belini dayamaya başlıyor yavaş yavaş. Tilki misali bolca kasabaya inip bir şeyler çalıyor sonra. Dev bir Toblerone çalarken yakalanıyor sonunda. Neyse ki kendisini yakalayan adam da Norveç’li. İntihara niyetliyken kankası oluyor bir süre sonra kahramanımızın. İnsanlardan nefret edip yalnızlığı seçen Doppler kitabın sonuna kadar kurtulamıyor ne yazık ki insanlıktan. Önce eşi geliyor, farklı meziyetleri (tamam, tek bir özelliği) olan kahramanımızın yanına ve hamile kalmayı başarıyor. Daha sonra, başlarda kendisini bulunduğu yerden attırmakla tehdit eden sağcı bir adam, doğaya dönüp çırağı olmaya çalışıyor Doppler’in. Eşi bunalıp Roma seyahatine gittiğinde çocuklara bakmaya da iniyor Mandıra Filozofumuz. Bu ara 4 yaşındaki oğluyla birlikte, birkaç gün de çadırda vakit geçiriyor. Aylar geçiyor kış bitip bahar geliyor. Doğum yaklaşıyor. Anne gelmiş, oğlan kreşten Doppler’in yanına kaçmış, anne onaylamış. Norveç sonuçta orası. Çocuk zeki babası gibi. Onca çabaya rağmen okumayı öğreniyor gazete parçalarından (Doppler başarılı olmaya karşı- #66670622). Ve babasıyla yaklaşık 3 ayda yaklaşık 11 metrelik bir totem yapıyorlar, evlat edilen geyik Bongo’nun katkıları da yadsınamaz ama. Neyse milli bayram, doğum oluyor – zorla götürülüyor hastaneye Doppler- güzel bir oğlan, güne uygun bir isim. Doppler oğluyla beraber izin istiyor uzaklara kaçmak için. Anne onaylıyor yine hemen- orası Norveç çünkü. İkinci kitaba doğru uzaklaşıyorlar sona üç kahramanımız (Bongo da var) Peki ikinci kitabı (
Bildiğimiz Dünyanın Sonu
Bildiğimiz Dünyanın Sonu
) okur muyum bu kadar lafügüzaf üzerine? Elbette, oldukça eğlenceli bir kitap her şeye rağmen. Modern insanın sorunlarına , tam da modern insanın (mesela benim:) istediği gibi eğilmiş Erlend Loe. Bu kadar spoiler’a rağmen kesinlikle baştan sona okunabilecek bir kitap. Kendinizi çok kaptırmayın yeter. Evde zevkle kitap okumak, tarla sürmekten daha güzel çünkü.
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,4bin okunma
··
629 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Sezen B. okurunun profil resmi
Gülümsettiniz. :) Merak uyandıran bir inceleme olmuş. Tarla sürmek istemediğimize göre okumaya devam. :)
Erhan okurunun profil resmi
Gülümseten bir kitap Doppler de, şu anda da yapacak daha iyi bir şey yok en azından okumaktan başka.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.