Esir Şehir Üçlemesi’nin 2’nci kitabı olan Esir Şehrin Mahpusu’nda; Avrupa, Afrika ve Uzak Doğu’nun neredeyse tamamını gezip gören, ama kendi memleketine, Anadolu’ya yabancı kalarak bunun pişmanlığını her seferinde dile getiren bizim kibar ve vatansever paşazademiz yiğit Kâmil Bey’in mahpushane yaşantısını okuyoruz. Verilen 7 yıllık ceza üzerine, dava arkadaşı İhsan Bey’in yanına götürüleceğini umarak teselli bulan, hatta sevinen kahramanımıza ilk kötü sürpriz başka bir yere naklolacağıdır. Üstelik gönderildiği Tevkifhane’de, her ne kadar suçu sorulduğunda “iftira” dese de, yazıcının “sirkat” yani hırsızlık yazması nedeniyle siyasi suçlular kısmına değil de, İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli yörelerinin en azılı hırsız, dolandırıcı, katil, külhanbeyi, pezevenk, toycu ve daha da önemlisi Milli Mücadele ve Ankara Hükümeti karşıtı olanların kısmına verilir. İşte kitabın yarısını oluşturan bu 1’nci Bölüm’ü, Kâmil Bey’imizin buradaki düzenbazlığı, ağalık sisteminin zorbalığını ve insan çeşitliliğini gözlemlemesi ve bizzat yaşaması oluşturmaktadır. Kâmil Bey’imizin buradaki zorbalığa patlaması sonucu nihayet yapılan yanlışlığın anlaşılarak bu kısım/koğuştan alınıp, gönlünü ve hayatını Milli Mücadele’ye adamışların arasına verilmesiyle, nispeten mahpushane hayatı düzene girmeye başlamıştır. Kemal Tahir’in yarattığı karakterlerin çeşitliliği ve onların hikayelerini halk ağzı, çeşitli şive ve mahpushane argosu ile anlattığı bölümlerde yer yer kahkahalara boğulsam da, memleketin içler acısı durumu, hüznü hep canlı tutmaktadır. Milli Mücadele’nin 1921’deki süreci devam ederken Kâmil Bey’imizin ve dava arkadaşlarının tek düşünceleri Anadolu’dan gelecek zafer haberleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Serinin 3’üncü kitabı Yol Ayrımı’nda görüşmek üzere... Sevgiyle...

Esir Şehrin MahpusuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20203,759 okunma

·

10 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

AyşenErdal