Gönderi

Buridan insanların toplu halde mezarlara gömüldüğü, iktidarsızlık, güvensizlik, boşboğazlık çemberinin gitgide daraldığı bir devirde yaşadı. Yaşadı ama kötülüğün esas kaynağını insanın dışındaki bir yere, başka bir nedene bağlamadı. Kötülüğü insanın içinde aradı. Ona göre kötü, insan yaradılışının temelinde yatıyordu ve insan, içindeki kötülüğün tohumlarını dedesinin ruhundan kalıtsal olarak alıyor, oğlunun ruhuna aktarıyordu. Aktarıyordu ama iş burada bitmiyordu. İnsanın içindeki kötülükle birlikte yan yana taşıdığı bir başka yeti daha vardı: İçteki kötüyü reddedebilme yetisi! Bu yeti acı çekmeye, acı çekmenin arındırıcı etkisine bağlıydı. İnsan çektiği acıların genişliği ve derinliği ölçüsünde bu yetisini geliştirebilir, içindeki kötülüğün dışarıdaki kötülükle işbirliği yapmasını, onu onaylamasını, böylelikle tehlikeli duruma getirmesini engelleyebilirdi. İnsan içindeki kötülükten sorumluydu. Sorumlu insan acı çekmeli, kötülüğün bir işe yaramadığını, insanı yenilgiye uğrattığını, yok ettiğini anlamalıydı.
Sayfa 81 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.