Hayata bakış açımızı değiştirecek kitaplardan biri daha. Cesur Yeni Dünya Londra'da 26. yüzyılda geçiyor. Öyle bir düzen kurulmuş ki herkes mutlu çünkü herkes yaşadığı şarta alıştırılmış. Çocuklar kuluçka merkezinde yapılıyor yetenekleri, meslekleri belirleniyor. İnsanlar İstedikleri her şeyi istedikleri anda yapabiliyorlar. Zevkleri, istekleri ertelemek yok. Herkes herkese ait. Evlilik yok, tek eşlilik yok. Sıkıcı, baskıcı anne babalar yok. Acı, yorgunluk hissedilen anlarda da soma var. Her şeyi unutturuyor. Tüketim çok önemli, istediğin kadar tüketim hakkın var. Mükemmel bir istikrar, huzur ve refah var. Tabi bu düzenin çarkları için çok önemli. İnsanlar bu sözde özgürlükler ile çarkları güzelce döndürüyorlar.
Bir de bu düzende olmayanlara bakalım? Bu düzende acı yok, düşünme yok, sabır ve tutku yok. Edebiyat yok mesela "sosyal çalkantı olmadan trajedi yaratılabilir mi hayır, felsefe yok, bilim yok. Ford'a hizmet dışında din de yok.
Renksiz, mutluluğa endeksli ama mutsuzluğun bilinmezliğinden ve gelistiriciliğinden uzak. " Ölümüne altüst oluşların görkemine en uzak" bir dünya...
Kitap Amerikan yaşam biçiminin dünyaya yayılışına ve devlet-şirket totalizmine bir eleştiri ama tüm zamanlar için etkileyici mesajları var. Tüm distopyalar gibi...
Ve son olarak "Mutluluğun yüce bir yanı yok."
