Çok kötü bir tarih öğrencisiydim. Tarih dersleri mumyalar müzesine ya da Ölüler Diyarına gezilere benziyordu. Geçmiş cansız, boş, dilsizdi. Bize içi boşaltılmış vicdanlarla bugüne boyun eğmemiz için geçmişi öğretiyorlardı: tarih zaten yapılıp bitmişti, biz tarihi yapmayacak, onu kabullenecektik. Zavallı Tarih artık soluk almıyordu: bilimsel metinlerde ihanet edilmiş, sınıflarda çarpıtılmış, tarihlere boğulmuş olarak müzelere hapsetmişler, çelenklerle bronz heykellerin, mermer anıtların altına gömmüşlerdi onu.