Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Aşk Dersleri sıradan bir aşk romanı değil. Alain de Botton'ın, okuduğum ilk kitabı Aşk Üzerine'de olduğu gibi; süsten ve gösterişten uzak, ikili ilişkileri parlatmaktan ve olduğundan fazla göstermekten kaçınan bir anlatımı var. Her iki hikayede de anlatılan, insanın ta kendisi. Aşk Üzerine'yi incelerken 'aşk öğrenilebilen bir şey olsaydı, bir ders kitabı olabilirdi' demiştim, yazarımız giriş dersi niteliğindeki ilk eserinden sonra bir de 'ana ders' kitabı yazmış diyebiliriz. De Botton'ın ısrarla altını çizdiği -kitabın adından da anlaşılacağı gibi, aşkın gökten inme bir hediye değil, öğrenilen bir ders olduğu. Bu dersi alanlar hem öğrenci hem de öğretmen rolünü üstlenmek zorundalar. Aşk anlatılarında hep 'nasıl başladığına' takılıp kalmamızdan yakınıyor yazarımız, ve bu yüzeysellikten olabildiğince kaçınarak şekillendiriyor kendi anlatısını. Bunu da olabilecek en gerçek, en 'biz' haliyle yapıyor. Basit konulara derin anlamlar bahşedebilmesinin yanında, en karmaşık meseleleri sadelikle mercek altına alabildiğini gözlemlemek ayrı bir keyif unsuru. Burada bir evlilikten yola çıkıyoruz, liberten bir tutkunun nasıl şefkatli bir romantizme dönüştüğünü izliyoruz. Romantizmin ve şefkatin yalnızca sevgi dolu anlarda hissedilmediğini bir defa daha gözlemleme fırsatı sunuyor bize. Hatta asıl hikayenin ve altı dolu anlatıların, asıl 'aşkın', insanın gözünü kör eden o pembe bulutlar dağıldığında başlayacağını kanıtlıyor. Yalnızca bir aşk romanı değil demiştik, ilk kitabını filozoflar ve söylemleri üzerine odaklayan de Botton, bu defa psikologlara başvuruyor. Örneğin, çiftimizin birbirleriyle olan ilişkisini incelerken 'bağlanma teorisine' başvurulmuş. 'Kaçıngan bağlanma' ve 'kaygılı bağlanma' olmak üzere sık görülen (öyle ki bu teoriyi kendi ilişkilerim üzerinden örneklendirme imkanı buldum) iki teoriyi olabildiğince kısa ve açık biçimde aktarmış bizlere. Yalnızca ikili iletişimlerin bizi nasıl etkilediğini değil, iç iletişimlerimizin ikili iletişimlerimizi nasıl etkilediğini, beraberinde, ikili iletişimlerimizin başka ikili ilişkileri nasıl etkilediğini de olabildiğince basit şekilde hatırlatıyor. Bunu yaparken de özellikle çocuklarla olan ilişkilerimizle ve onlara yaklaşımlarımızla karşılaştırıyor, diğer yetişkinlere olan tavırlarımızı. Psikanalizci bir yaklaşımı, arkasından 'ama...' gelmesine imkan bırakmadan sergiliyor. Nihayetinde, karakterlerimiz hem birbirlerine hem de okuyucuya öğretmenlik ediyor; her aşkın dinamiğinin; dolayısıyla kafa yorulması gereken derslerinin farklı olduğu bilinciyle.
Aşk Dersleri
Aşk DersleriAlain de Botton · Sel Yayınları · 2021770 okunma
·
302 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.