Bu kitabı birkaç sene önce hava alanında uçağı beklerken hoş vakit geçirir belki yolculuk esnasında da okurum diye almıştım ancak kitabın yarım saat içerisinde bitivermesi ile öylece kalakalmıştım.
Bugün kitaba dair hatırımda kalan, içindeki tatlı çizimler ve argoya kaçan üslubu.
Sonra ise filmini izlemiştim. Sanırım filmi benim için daha etkileyici imiş. Çünkü Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku dendiğinde hala gözümün önünde Erdal Beşikçioğlu'nun kapının kenarına yaslanıp Sezin Akbaşoğulları'nı gizlice seyretmeleri gelir. Belki de filmin gölgesinde kaldım, yeniden okumalıyım...