Gönderi

Bak Alyoşa, belki de gerçekten o ana kadar yaşarsam ya da dirilip her şeyi görürsem çocuğunun işkencecisine sarılan anneye bakıp ben kendim de 'Haklısın, Tanrım!' diye seslenebilirim. Ama seslenmek istemiyorum. Zaman varken kendimi korumak için acele ediyorum ve ulu uyumdan tümüyle vazgeçiyorum. Bu ulu uyum, o pis kokan yerde küçük yumruğuyla göğsüne vurup cezası ödenmemiş gözyaşlarıyla 'Tanrıcığına' dua eden işkence görmüş küçük çocuğun bir tek gözyaşına bile değmez. Çünkü onun gözyaşlarının cezasını kimse ödemedi. Bu gözyaşlarının bedeli ödenmeli; yoksa uyum olamaz. Ama neyle, neyle ödenir bunlar? Böyle bir olasılık var mı? Onların öcünü almakla mı? Birileri artık o acıyı yaşamışsa ben ne yapayım öcü, ben ne yapayım işkencecilerin gidecekleri cehennemi? Hem cehennemin olduğu bir yerde nasıl uyum olabilir? Ben bağışlamak ve sarılmak istiyorum; daha fazla acı olsun istemiyorum. Ve eğer çocukların acıları, gerçeği satın almak için gereken cefa bedelini tamamlamak için kullanılmış ise önceden bildiriyorum: Bütün gerçek, bu bedeli hak etmiyor.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.