Şiir okumanın hızlı ve anlamsız olmaması taraftarıyım. Ne kadar hızlı tüketmenin çemberinden çıkamasak da bir şeyleri çemberin dışına almak gerek. O da şiir olmalı. Sindire sindire. Yavaş yavaş.
Şair istediği kadar anlatmak istediğini yazar. İş okuyucuda biter her zaman. Çünkü şiir artık şairin değil, onu anlayanındır.
Şükrü Erbaş kalemini sevdiğim bir yazar. Derleme olan bu şiir kitabından da bir sürü altı çizili satırlarla, geri dönüp bakacağım mısralarla ayrılıyorum. Herkese hitap etmeyebilir. Ya da herkes kendine pay çıkarabilir. İki uç noktalarda.
Genel olarak beğendiğim bir kitaptı. Dönüp yine bakacağım bir kitap...