Gönderi

392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Lise öğretmenimizin önemle değer verdiği yazardı Jane Austen. Bir yazarla karşılaşmanın en şansızı onu ders geçme amaçlı okumaktır. Sense and Sensibility de Emma ve Pride and Prejudice'ın kaderine uğramıştı o zamanlar. Aylarca okuyup da bugünkü baş döndürücü tadı o zamanlar almadığım gerçeğiyle yüzleşmeye çok seviniyorum. Çok cümlesini anlaşılmadığından değil hayranlıktan gen gene okudum. Romanı anlatmaya gelince bende kalanları çok güzel biçimde anlatmış olan çevirmen Hamdi Koç'dan alıntıyı paylaşmak en iyisi olur “Jane Austen ahlakçı bir yazardır; doğruyu göstermeyi sever. Daha az yetenekli bir yazarda bir felakete dönüşebilecek bu ahlakçı tutum, bu düzeltme içgüdüsü Jane Austen'da hikaye kalitesini ve sevimliliğini hiçbir şekilde zedelemez. Çünkü onun ahlakçılığı, tüm eleştiri tarihi klişelerine rağmen ısrarla dikkat çekmek isterim ki, politik olduğundan çok estetik temellidir. Davranışlarımız, sözlerimiz muhtemel sonuçları bakımından değerlendirilmeden önce ilk andaki duygusal etkilerine göre değerlendirilir. Dolayısıyla, aslında eleştirilen, sık sık, hareketin 'şık' olmadığıdır 'yakışmadığı'dır.” “Nihayet, Akıl ve Tutku diğer tüm başarılarından önce, aile olmakla ilgili bir romandır. Manik bir aşk yaşayan bir kızkardeşe abla olmak, öyle bir kıza anne olmak ve hep aynı sadakatle, ona inancını kaybetmeden, ondan şüphe etmeden anne olmak görmezden gelinemeyecek bir örnektir. Romanın asıl dersi bence burada yatar. Çoğumuz çocuk sahibiyiz ya da olacağız. Kızımız ölçüsüz, kontrolsüz bir aşka kapılıp gittiği zaman biz de ona Marianne'in annesinin ona güvendiği kadar güvenebilecek miyiz, onun ne yaptığını bildiğine, yanlış bir şey yapmayacağına inanabilecek miyiz? Hele ablası bile inanmıyorken! Aile olmanın gururu üzerine, 'biz' olmanın özel talepleri üzerine daha güzel anların anlatıldığı bir roman okumadığımı söylemek isterim. Edward'ın annesiyle ablası Elinor'u herkesin içinde küçük düşürmeye çalıştıkları zaman Marianne'in onları azarlayıp, sonra Elinor'un yanma gitmesi ve boynuna sarılarak ona "Bunların seni üzmelerine izin verme!" demesi unutulur bir sahne değil. -Ama ilginçtir, bizi hayran bırakan, bir oda dolusu insanı yerine çivileyen bu hareket Elinor'un hiç hoşuna gitmez -bu hareket ona zayıflık gibi gelir. İnsan, işte! Jane Austen'ın bize bütün zenginliği içinde verdiği şey. Hamdi Koç”
Akıl ve Tutku
Akıl ve TutkuJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20246,6bin okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.