Gönderi

Bir Zamanlar Samatyada
“Ben maddi anlamda zenginim aslında ama burada oturuyorum, zenginlikten ve zenginlerden de pek hoşlanmam. Halleri, hareketleri, tavırları hoşuma gitmez. Hayatı algılayış biçimlerini sevmem. Açıkçası hakir görürüm onları. Zengin olabilmek ya da zenginliklerini muhafaza edebilmek için didinip duranları.” dedim. Neden bahsettiğimi düşünüyor olmalı, bunları ne amaçla söylediğimi. Zamane insanın hastalığı, sohbeti, muhabbeti bilmiyorlar, unutmuşlar. Bir şey anlatılıyorsa, anlatılan bir sebebe, bir amaca dayanmalı onlara göre. Etkilenmek, beğenilmek, faydalanmak, falan filan. Paylaşım diye bir şey yok. Sohbet sandıkları şeylerse birkaç plastik kelime öbeği. Kıl, tüy… onun saçı, bunun telefonu, diğerinin sevgilisi. Yazık, o kadarda pırıltılı bakıyorlar ki.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.