Avusturyalı yazar, bu eserinde bilinçaltına atılan ve biz farkında olmadan bizi esaret altına sokmaya çalışan kavramları vurguluyor. Kitabın ana kahramanı Irene, evli olduğu kocasıyla soylu ve burjuva sınıfındadır. İki çocuğu ve zengin bir yaşamıyla birlikte istediği her türlü lükse sahiptir. Ancak Zweig'in burada çok iyi tasvip ettiği gibi, Irene'nin monoton ve güvenli hayatı, onu istemeden yeni arayışlara girmeye iter. Böylelikle bir davrtte genç bir piyanistle tanışır ve etkilenmemesine rağmen, kendini onun kollarına bırakır. Yasak aşk, artık Irene'nin hayatına girmiştir ve soylu kadın bunu üçüncü bir çocuk veya sahip olunan araba gibi çok doğal görmektedir. Bu yasak aşkın çekiciliği, ansızın şantajcı bir kadının onu görmesi ve her yerde Irene'yi takip etmesiyle son bulunur. Artık Irene'nin bilinçaltındaki korku resmen çağlamış ve zihninin her köşesinde vücut bulmuştur. Bu korkuyla birlikte Irene; kocasının, çocuklarının ve sahip olduğu güzel şeylerin farkına varmaya başlar. Şantajlar devam ederken, bu utanmışlık ve korku onu artık bitkin bir hale getirir. Son adımda ise, korkusuna alışan Irene harekete geçmeye karar verir ve asıl sürprizi orada görür. Korku çok güçlü ve harekete geçiren bir duygudur

KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022104,3bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Batuhan Babaoğlu