Gönderi

460 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
#Çernobil Duası# 26 Nisan 1986 gecesi, saat 1:23:58 Ukraynanın çernobil kentindeki nükleer santralde meydana gelen bir dizi patlama, 4 nolu reaktörü yerle bir etti. Çernobil felaketi, 20.yuzyilin en büyük felaketi olarak tarihe geçti. Kaza on milyon nüfuslu küçük bir ülke olan Belarus sınırındaydı. Belarus'un doğrudan bir nükleer santrali olmasada nükleer kazadan en çok etkilenen ülkeydi. Çernobilin etkisini ilk başta biliminsanları dahil hiç kimse çok iyi anlayamadı. Çünkü dünya tarihinde böyle bir olayın benzeri yoktu. Hiroşima ve nagazakiye atilan atom bombaları hakkında dünya bilgiliydi ancak çernobil bambaşka bir felaketti. Hiroşima ve nagazikeye atılan atom bombalarının belkide 300-400 katı oranında daha etkiliydi. Bu bir savaş değildi. İnsanlar savaş için, hatta atom bombası saldırısı karşısında egitilmislerdi ancak ortada bir savaş yada atom bombası yoktu. Barışçıl amaçlı enerji üretilen nükleer bir tesisde meydana gelen basit bir yangın olarak lanse edilmişti herkese. Oysaki çernobil savaşlar üstü bir savaştı. İnsanın ondan kaçabileceği bir yer yoktu. Ne toprakta, ne suda, nede gökyüzünde. Kimdi suçlu olan, reaktör mü, insan mi, doğamıydı ? Elbette insandı suçlu olan. Doğa kendisine müdahale edilmediği sürece ne yapabilirki, reaktör tek başına ne yapabilirki ? İnsanlara ait hatalar zinciriydi, bu felaketin yaşanmasının yegane sebebi. insanlık tarihinin en büyük teknoloji felaketi, maddi kayıpları bir nevi hesaplamak mümkün olabilir ancak ya manevi kayıplar....? Kaza sonrası bölgeye sevk edilen askerler, helikopter personeli ve pilotlar, temizlik işçileri, itfaiye erleri, maden işçileri, reaktör çalışanları, kaza bölgesinde ve çevresinde yaşayan insanlar, herbirinin ayrı bir hikayesi vardı. Bir çoğu felaketten kısa bir süre sonra ağır radyasyon sonucu hayatını kaybetti. Kimse bu felaketten nasıl korunulacağini bilmiyordu. Herkes hükümetin televizyondan ve radyolardan söyledikleri ile yetiniyorlardı. Her şey kontrol altındaydı, yangın söndürülüyordu. Herkes inanıyordu, inanmak zorunda kalıyordu çünkü ne olduğunu kimse bilmiyordu. SSCB başkanı Gorbaçov bir röportajında belkide sovyetlerin birliğinin dağılmasindaki en önemli etken "Çernobil"di diyor. Çernobil Rusçada "Kara hikaye" anlamına gelmektedir. Başka renkler bulunmuyor Çernobil'de. Herkesin bir kara hikayesi var burada. Çernobil topraklarında binlerce ton sezyum, iyot, kurşun, zirkonyum, kadminyum, berilyum, bor, bilinmeyen miktarda plütonyum, uranyum, grafit uzaniyordu. Toplamda 450 yıl radyonüklittdn bahsediliyordu. Miktar olarak bırakmaya atılan tipte 350 atom bombasına eş değerdi. Fizik hakkında konuşmak, bilim hakkında konuşmak gerekirken, düşmanlardan bahsediliyordu, soğuk savaştan bahsediiyordu, düşman aranıyordu oysaki her şey ortadaydı. Yapilan hatalar bir türlü kabullenmek istenmiyordu. Şu an için dördüncü reaktör bünyesinde yer alan kurşun takviyeli beton içinde yaklaşık 200 ton nükleer madde bulunmakta. Bu yakıt kısmen grafit ve beton ile karışmış durumda, şu an orada neler olduğunu kimse bilmiyor. Lahit, hala soluk alip veren bir ceset. Ölüm soluyor. Daha ne kadarlık ömrü var bu soruya kimse yanıt veremiyor. Durum tespiti yapmak icin parçaların büyük kısmına ulaşmak imkansız. Herkesin bildiği tek birşey var lahitte oluşacak bir tahribat, gelecekte, 1986 yilindakinden çok daha yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. Yazar eserini, bölgede yaşayan, çernobile tanık olmuş, çernobil doğrudan yada dolaylı olarak yaşamış kişilerle yapmış olduğu monolog şeklinde röportajlar ile tamamlamıştır. Dünyanın en büyük teknoloji felaketi çernobil ancak bundan daha iyi anlatılamazdı. Okunması gereken, herkesin ders alması gereken müthiş bir eser. Bir solukta sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap. Ben 5 bölümlük dizisinide izledim. Genelde filmler, kitaplara nazaran çok iyi olmazdı ancak dizisinide çok beğendim. Kitapta okuduklarım sahne sahne gözümün önünde canlanıyor dizide. Ülkemizde de nükleer santraller inşa edilmektedir. Bu açıdan, bilgi edinilmesi adına güzel bir kaynak. Sizce nükleer santraller gerekli mi değil mi ? Alternatif başka kaynaklar kullanılamaz mi ? Ülkemizde bunun için bilim ve biliminsanı yeterli mi değil mi ? bunun yorumunuda özellikler bu kitabı okuduktan sonra sizlere birakiyorum Herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Çernobil Duası
Çernobil DuasıSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Kitap · 20171,091 okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.