Uzun zamandır gözümü en çok korkutan kitapla sonunda aranızdayım, evet, Suç ve Ceza'nın yorumu geliyor. Yıllar önce daha ilkokul yıllarında başlamış ama o dönem bana ağır geldiği için 100 sayfa okuyup bırakmıştım. O günden beri de gözümü korkuttuğu için dönüp bakmadım bile. Ama hep içimi kemiren bir kitap olarak kaldı. Acaba nasıldı, okuyup bitirmeli miydim yoksa doğru zamanı mı beklemeliydim. Böyle düşüncelerle yıllar yıllar geçti. Ve artık doğru zamanın geldiğine inanıyorum. Tabii böyle bilinen bir klasik nasıl yorumlanır bilmiyorum ama deneyeceğim. Buyurun yoruma. Yoruma başlarken ilk olarak şunu söylemek istiyorum, önsöz gerçekten önemliydi. Kitaba dair güzel ayrıntılar veriyor ve bunlar kitaba dair merakınızı artırıyor. Keşke her önsöz böyle güzel olup kitaba dair merakımızı artırsa. Açıkçası bu kadar severek, hayran olarak okuyacağımı hiç düşünmemiştim. Ben kesin sıkılırım, ağır gelir, yine yarım bırakmak isterim vesaire şeyler düşünürken kitabı elimden bırakmak istemedim. Su gibi akıp gitti kitap. Gerçekten en sevdiklerim listesinin başına oturabilir. Aslında kitabın bazı yerlerini okurken, ya burası niye bu kadar uzun uzadıya yazılmış, boşa zaman kaybı sanki, diye düşünür oldum ama aradan daha 5 sayfa geçmeden oranın ne kadar gerekli olduğu ortaya çıktı her seferinde. Beni bilen bilir, hep söylerim. Aynı kitabı asla iki defa okumam. Ama açıkça söylüyorum bu kitabı ileride tekrar tekrar okuyacağım, çünkü hem hak ediyor hem de tekrar okuduğumda ne düşüneceğimi gerçekten merak ediyorum. Kitabı okurken hep şunu düşündüm: Hepimiz dostlarımız için biraz Razumihin olmuyor muyuz, ailemiz için Sonya Semyonovna veya Dunya Romanovna, inandıklarımız için Porfiri Petroviç, kendimizi beğenmek için Katerina Ivanovna olmuyor muyuz? Ve hepimiz farklı Raskolnikov'lar değil miyiz aslında?

Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022161,4bin okunma

·

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alper Yazır