Hayatında hiç uçurtma uçurmayan biri olarak, hiç savaş yaşamayan biri olarak kitabı okurken kendimi Afganistan ve Pakistan gibi sorunlu bölgelerde yaşayan biri gibi hissettim. Yazarın akıcı dili ve duyguları aktarmadaki başarısı kesinlikle takdire şayan. Bin Muhteşem Güneş kitabı içerigin ve konunun islenisi bakımından benim için daha etkiliydi diyebilirim. Anlaticinin babasıyla olan ilişkisi, çocukluk arkadaşı Hasan’la olan ilişkisi klasik Türk yasayisina ne de çok benziyor. Kitaptan yana benim son beklentim ise yazarın anlattığı şekilde değildi. Daha etkili bir son bekledim ama beklentilerim karşılanmadi. Bu kitabı şimdi yazıyor olsa muhtemelen daha farklı, daha etkili bir kitap çıkardı diye düşünüyorum. Yerden yere vurduğum sanılmasın kitabı, sadece okumadan önce kitap hakkında okuduğum ve duyduğum övgüler beklentimi çok yükselmişti. Herkesin kendince bir şeyler bulabileceği bir hikaye. Zaman zaman ne olacak diye merak edip, çok nadir de olsa ters köşe pozisyonunda( Tanju kaleci ve topu ayrı köşelere gönderdi- her ne kadar anlatım bozukluğu olsa da bu ifadede) kaldığım anlar oldu, daha çok olsun isterdim. Netice itibariyle okundu bitti, duygusal yönü ağır basan bir kitap. 10 üzerinden 9 verip sırasına yolluyorum kendisini. Herkese iyi okumalar.