Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
Nexweşekî Pir Bêhal e!
Silav hevalno Lêkolîna min de dibe ku ~spoîler~ hebin, li gor wî bixwînin dûr re nebêjin te negotî:) Niviskara me Gulîstan Çoban di sala 1982da li Erxanîyê hatî dinyayî. Zewicandî û xwediyê du zarokan e. Niviskar ji ber jin bûna wê bala min kişand, ji ber ku çend heb niviskarên Kurd xwendiyim lê nav wan de qet jin tune bû û mamoste Gulîstan bû an
Sinem
SinemGülistan Çoban · Dara Yayınları · 201921 okunma
··
272 görüntüleme
Şev okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
-İyi Değil Çok Halsiz- Merhaba arkadaşlar İncelememde spoiler olabilir, ona göre okuyun sonra söylememiştin demeyin:) Yazarımız Gülistan Çoban 1982 yılında Ergani'de dünyaya gelmiş. Evli ve iki çocuk sahibi. Yazar kadın oluşundan dolayı ilgimi çekti, çünkü birkaç tane Kürt yazar okudum ama aralarında hiç kadın yazar yoktu, Yazar Gülistan ilki oldu. Kaleminden dolayı kendisini kutluyorum, kalemi tıpkı bir mesnevi çeşmesi gibi akıyor. Yazar bir sözünde "birbirine en çok yakışan iki şey kadın ve kalemdir fakat birbirine en uzak bırakılan da kadın ve kalemdir" demiş. Ve görüyoruz ki yazar bu tabuyu yıkmış, kalemi ile birlikte mutlular. Allah mutluluklarını artırsın, artırsın ki biz de onlardan nasiplenelim de yüreğimizi doyuralım. Gelelim kitabımıza şüphesiz Feqiyê Teyran'ı tanıyorsunuzdur, o ki Kürtlerin Yunus Emre'si olmuş, su ve kuşlar ile konuşan bir şair. O o kadar büyük ki şarkıların, şiirlerin, dengbejlerin konusu olmuş. Ama bilmiyorum hiç aşkını duydunuz mu? Onun ve Sinem Hatun'un aşkını? Kendim söyliyeyim duymamıştım bunun için de biraz canım sıkıldı çünkü Leyla ile Mecnun'u, Kerem ile Aslı'dan haberdarız ama kendimizden olanların aşkından habersiziz. Ve küçük bir aşkta değil. Feqî ve Sînem'in aşkıyla ilgili çeşitli rivayetler var ama biz bugün Gülistan hocaya kulak verecez. Yazarımız aşkları için birçok araştırmalar yapmış ve sonuç olarak ortaya bu kitap çıkmış. Sinem Hatun Mir'in kuzeni ve ayrıca gelini. Mir onu çok seviyor o kadar çok seviyor ki onun için konaklar inşa ediyor. Fakat Eşi iyi biri çıkmıyor, faydasızın biri ve zaten erkenden de ölüyor. Sinem Hatun da kendini ilme ve okumaya veriyor. Sarayın kütüphanesinde okuyor, çalışıyor. Bir gün kütüphanede Feqî'nin defterine rastlıyor ve okuyor. Şiirlerini beğeniyor, Feqî'ye hayranlık besliyor. Yine bir gün Feqî bir yerden geliyor Sinem Hatun ve cariyesi Feqî'yi görebilmek için yola çıkıyor. Sinem Hatun Feqî'yi görünce hislerini açığa çıkarmamak için gururlu bir şekilde "Heyy bu muymuş Feqiyê Teyran?" diyor. Feqî bu sözlere sinirleniyor ve durmayıp o da diyor ki "Evet yosma evet zilli kemeri gevşek beli ince ...." Sinem Hatun bu sözlerden çok utanıp hızlıca oradan uzaklaşıyor. O günden sonra Feqî bir yandan dilini tutamadığı için sıkkın, Sinem bir yandan Feqî'nin sözlerine kırgın, gözü yaşlı. Feqî Sineme bir mektup yazıyor ve mektupta diyor ki; "Hatunum kaç aydır o kötü sözlerim için gece uykuları bana haram. Gece gündüz bir sebep aradım kendimi affettirebilmek için. Yüzlerce defa söyledim 'Ah keşke o günü geri getirebilirseydim de o ağzımdan çıkan sözleri geri alabilsem.' Ya da sen de birkaç ağır laf etseydin. O kadar sessiz, gözü yaşlı kalbi kırık gitmeseydin. Ama yüzlerce kez yazık! Sen beni birkaç ağır söze bile layık görmedin ve sen haklısın!" Ve altına da bir şiir ekleyip yolluyor. "..." Böylece aşkları başlıyor. Artık Feqî kendini affettirmek için Sinem için inşa edilen konakta çalışıyor, taş su taşıyor, harc yapıyor. Tüm bunlar Sinemin de hoşuna gidiyor ve diyor ki o da beni seviyor. Feqî ve Sinem birbirlerine mektup yolluyorlar. Ama bir yerde aşk oldu mu aşk ki temiz ve güzel biliyoruz ki orada bir Beko'da(Mem û Zîn'deki kötü karakter) olmalı. Burada da Beko'muz Edhem var. Kuşların sahibi ile güzel Hatunun kavuşmalarına izin vermiyorlar. Onlardan geriye Sinem Çiçeği kalıyor. Sadece Sinem'in mezarında yeşeren çiçek, diyorlar ki Feqî'nin Sinem için döktüğü gözyaşlarından yeşermiş. Sözlerimi uzatmak istemiyorum çünkü sizlere okuyacak bir şey bırakmamaktan korkuyorum. Ama şunu bilin ki bu kitapta gönlüm sadece Feqî ve Sinem için yanmadı, Mario, Galîa, Dilrûba için de ayrı ayrı yandı. En çokta Mario ve Galîa için çünkü ikisinin kaderi birbirine benziyor. İkisi de Mir'in hizmetlisi ve Sînem'in hizmetindeler. İkisinin de babası onları kendilerine layık görmediği için tacirlere satmış ve Mir'in sarayında birbirlerine kardeş olmuşlar. Ölecekleri zamana kadar da Babamız bizi neden sevmedi diye soruyorlar! Gelin de ağlamayın bu sözlerine. Yazıma Feqî'nin Sinem için yazmış olduğu bir şiir ile bitirmek istiyorum (şiiri çeviremem ama dinletebilirim youtu.be/1-XjT0gWv-Q )
Bu yorum görüntülenemiyor
GIORDANO BRUNO okurunun profil resmi
Bu guzel incelemeyi okuyamamak kurtce bilmiyorum evet essek kadar suçluyum ogrenmedigim için eyvallah altına türkçesinin de yazmanız umuduyla
1 önceki yanıtı göster
Şev okurunun profil resmi
estağfurullah, çevireyim paylaşırım ama biraz uzun sürebilir:/
Bu yorum görüntülenemiyor
welat okurunun profil resmi
Nirxandinek zehf xweş. Serkeftin ji te û pênûsa te re.
Şev okurunun profil resmi
sipas, her hebî:)
Bu yorum görüntülenemiyor
GIORDANO BRUNO okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ✌
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.