Hz. Muhammed Kureyşlilere Allah'tan gelen vahiyi kabul etmelerini söylediğinde, teolojik bir görüşü körü körüne kabullenmelerini istememişti. Yahudilikte olduğu gibi, İslam dininde de Allah ile ilgili fikir ve kavramların tartışılmaz kabul edildiği bir Ortodoks kült yoktur. Aslında Kur'an teolojik tartışmaları teşvik etmekte, basmakalıplıktan uzak durmaktadır. Böylesine bir doktrin düşüncesi, Allah'ın mutlak gerçekliğine uygulandığında, sadece "tahmin çalışması" haline gelebilir; tembel bir şekilde bazı kavramları körü körüne ve üstelik de anlamadan kabullenmek, Ehl-i Kitab'ı birbiriyle savaşan mezheplere bölmüştür. Doğru öğreti ya da bir doktrin empoze etmek yerine, İslam ve Yahudilik ortak bir gözlem paylaşımını teşvik etmiştir. Bu yüzden Kur'an'da bir inanan, bir dizi emri körü körüne izleyen biri anlamına gelmemektedir. Gerçekte inanan kişi kendini teslim ettiği ilahi gerçeklik konusunda yürek sarsan bir farkındalık geliştirmiştir...