Bir şey, hiç kuşkusuz, Atomcu doğa görüşü açısından temelli bir zorunluluk taşır. Atomların içinde devinecekleri, bir boş uzay olmak gerekir. Demokritos düşüncesinin çok önemli ve nitelikli bir yanı, Aristoteles'in de övgüyle söz ettiği gibi, onun soyut bir uslamlamayla yoldan çıkmayıp, bu apaçık olgunun hesabını verme azim ve kararlılığı göstermiş olmasıdır. Bunun bir sonucu olarak, o Parmenides'in boşluğu yadsımasının savunulacak bir yanı olmadığını gösterdi. Bu sağduyuya karşıt bir görüşlü. Bununla birlikte, büyük bir yetkeye tümüyle karşıt bir biçimde eylediğinin ayırdında alarak, o Parmenides'in boşluk konusundaki düşüncelerine bir okul çocuğunun sızlanmasıyla karşı çıktı, çünkü Arisloteles'e göre, karşı çıkışını şu sözlere dayandırdı: "Var olmayan, var olandan daha az olmamak üzere, varolur". Özdeksel atomlar tek gerçek tözler olunca, boş uzayın aynı anlamda gerçek olmaması gerekir. Bir çıkış yolu olması gerektiğinin belirsiz bir biçimde ayırdında olan Atomcular, biraz da 'aynı anlamda gerçek olmamak' deyişini ortaya koymaya yetili bir dilin olanaklarından yararlandılar, ve paradoks tek dayanakları oldu.