Gönderi

240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Beni, hikayeden daha fazla heyecanlandıran şeyler oldu. Akıcılık, daha ne anlatacak ki diye düşünürken yeni bir düğümün serime bağlanması, hikâyenin bir halı gibi dokunması, işlenen konunun ayrıntılara “boğulmadan” basitçe anlatılabilmesi, okuyucunun sorabileceği teknik soruların kurgu içinde savuşturulması, hikayeye yedirilen sosyolojik ve felsefi sorular, inandırıcılık beni benden aldı. Büyük resmi gören birinin yazdığı küçük bir kesit izlemiş gibi hissettim. Büyük resimden kastım; geçmiş ve geleceği sadece iyi tanıdığı “insan” üzerinden tahayyül edebilmesidir. İsteklerini, arzularını, iradesini, sapkınlıklarını, ihtiyaçlarını… Ya da ben abartıyor olabilirim. Aslında yukarıda yazdığım gibi, bu bilim-kurgunun kaderi, ama Asimov güzel felsefe yapmış işte. Yine muhtemelen alakasız gelecek ama çok sevdiğim BBC dizisi Doctor Who‘yu hatırladım. Hani insana uzaydan bakıp yanılgılarımızı, aptallıklarımızı yüzümüze vuran, ama bizi sevdiği için türlü dertlerden kurtaran şu adam/kadın. İki sezondur “kadın” doktora alışmaya çalışıyorum, oyuncu seçimi hatalı diye düşünmeden edemiyorum. Öhömm… Doktor’u tanımayanlara verdiğim geçici rahatsızlıktan ötürü özürlerimi sunuyorum, ama yazmasam çatlayabilirdim." Yazarlarımızdan Bilgen İdil'in, "Sonsuzluğun Sonu"nu incelediği analizi için, buyurun: tecahuliarif.com/2020/06/isaac-a...
Sonsuzluğun Sonu
Sonsuzluğun SonuIsaac Asimov · Monokl · 20150 okunma
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.