Kitabı ikinci kez okudum yine paramparça oldum. Söylenecek onca şey var yine ama hangi birini ifade edeyim ki, hangi acıyı nasıl anlatayım bilemiyorum. Ziya'nın yaşadığı ruhsal değişime şahitlik etmek için mutlaka okuyun bu kitabı. Hele can alıcı bir sınır bölümü var ki yürek dayanmaz. Gerçekliği eğmeden bükmeden öyle bir anlatıyor ki durup kalıyorsunuz öyle. Sonra diyorsunuz yok yaa bu kadar da olmamıştır ama belki de anlatılanlar eksiktir bile.
İkinci okuyuş olduğu için daha farklı gözle okudum tabii ki ve diğer kitaplarını okurken sorulan soruların cevaplarını bu kitabın içinde buldum.
Mesela Gölgesizler'de "Kar neden yağar" sorusunun cevabı bu kitapta "Yanmış yüreklere kar, yanmış yüreklere kar" diyerek veriyor.
Bir de daha sonra yazacağı kitaplara da göndermeler yapıyor. Tabii bunu o kitabı okuyanlar farkedecektir. Beni Kör Kuyularda romanının çıkış noktalarından biri diyebiliriz şu alıntı için:
"Bence felaketi seyre gitmişlerdi sadece, bilirsin, insan dediğimiz muammanın böyle bir yanı, hatta bu yanının yanında da seyrettiği felaketi ballandıra ballandıra anlatmak gibi başka bir yanı vardır."
Çok katmanlı bir kitap. Yazar anlattığı hikayelerle adeta bir Türkiye mozaiği çizmiş. Bunu okurken çok net görebiliyorsunuz.