Gönderi

"Daha kalemi nasıl düzgün tutacağımı bilmediğim bir yaşta babamın bana silah kullanmayı öğretmek zorunda kaldığı günü de unutmam, unutmayacağım. Sesi titrerken bana 'Öğrenmen lazım prenses!' deyişi dün gibi kulaklarımda. Olur da Sırplar gelirlerse lazım olur diye el bombasını nasıl kullanacağımı dahi öğrenmiştim. Allah'tan tek duam, hayattan tek beklentim; ailemden birine bir şey olmaması, akşam olunca hepimizin beraber yatıp uyuyabilmesiydi." Kitabın sanki her satırını yazıyormuşum gibi, değil mi? Kitabın tamamını buraya yazsam, gözyaşlarımı da ucuna iliştirsem yine de anlatamam insanların yaşamak zorunda kaldığı bu barbarlıkları!.. Özellikle yazıyorum ki 1900'lü yılların başlarında Avrupa'nın göbeğinde yaşanan bu barbarlığı ulaşabildiğim herkes okusun, bilsin! Bu kitabı yazan kişi bunları bizatihi yaşadı. Kurgu değil. Gerçek hayattan bir kesit.. Bir anı.. Hâlâ insanlığın zulmü bitmiyor. İnsanları itip kakar, kabaca sözler savururken yeniden düşünmek gerek.
Sayfa 72 - PınarKitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.