İskender Pala / Hz.Muhammed (sav) için Bülbülün Kırk Şarkısı
.
.
Bülbülün en güzel “ Gül “e aşkı ve kırk şarkısı.
.
.
İslamiyet öncesi dönem, peygamberimizin doğumu, İslamiyetin kabulü ve yaşananlar roman tadında okununca bir başka güzel oluyor.
.
.
Okurken aklımdan bir çok soru geçti: Gerçek müslüman kimdi? İslamiyet nasıl bir dindi? “ Din kardeşliği “ kavramının özü neydi?... ve bunlar gibi bir çoğu.
.
.
Peygamberimiz (sav) veda hutbesinde müslümanlara, kaçınmaları gereken 4 şeyden biri olarak hırsızlıktan bahseder . “Hırsızlık yapmayınız!” .
Bu kadar yoksul din kardeşi varken bu kadar zengin nasıl olmuş bazıları diye düşünmeden edemiyor insan. Ve paylaşma dini iken İslamiyet din kardeşlerinin aç olmasına neden ses çıkarmıyor diğer müslümanlar.
.
.
Yoksa peygamberimizin veda hutbesinde müminlere bıraktığı iki emanet unutuldu mu? . Bu kadar savaş, hırsızlık, cinayet, istismar olur muydu müslüman ülkelerde. Peygamberimiz; “Müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın kitabı Kur’an-I Kerim ve peygamberinin sünnetidir.” buyurmuştur Veda Hutbesi’nde.
.
Bu sorgulamalarla okuyunca anladım ki kimliklerde “Dini= İslam” yazma ile olmuyor gerçek müslümanlık. .
. Kız çocuklarını diri diri gömen bir vahşeti durduran bir dindir İslamiyet.
Bu roman, aslında bize ne kadar güzel bir hediye bahşedildiğini anlatıyor; ama “ gözler kör gönüller kapalı” olduktan sonra...
.
.
Çok akıcı, çok da duygu dolu bir romandı. Gözyaşlarımı tutmak mümkün olmadı çoğu bölümde. Hele peygamberimizin kızı Fatıma’nın babasına sevgisi, ölümüne ağıtları..
.
.
İyi ki okudumRuhum dinlendi. Peygamberimizin (sav) müminlere hitabında olduğu gibi, başında hiç bir sıfat olmadan İNSAN olmak! İşte bütün mesele buydu
.
.